CHP'nin 2004 Nisan ayında (belki de daha erken tarihte?) yapılacak yerel seçimde merkez sağ partilerden aday göstermeyi tartışmasını dahi içine sindiremeyenler, başlıktaki soruya da kafa yormalı.
Çünkü geçmişte -özellikle büyük kentler dışındaki- yerel seçim dinamiklerinden ders çıkarmak gerekiyor:
Küçük yörelerin Ankara'dan ilgi ve para bekleyen seçmeni yerel yönetimlerde merkezi iktidarla uyumu dikkate alıyor. Vekili ayrı, belediyesi ayrı partiden yerel yönetimin başarılı olamayacağını düşünüyor.
Hatta yerel seçmenin muhalefete oy atarak iktidarı kızdırmaktan (belki de cezadan?) korktuğunu düşünmek bile mümkün.
Bu dinamikler gelecek yerel seçimde de değişmezse;
Zaten yüzde 35'lik seçmen tabanıyla işe başlayan AKP'nin şansının yüksek olduğu,
2002 seçiminde büyük hezimete uğrayarak Meclis'e giremeyen merkez sağ/sol partilerin büyük iddia taşımayacağı gerçeği ortadadır.
Dolayısıyla özellikle merkez sağ blokun gerek aday, gerekse seçmen tabanıyla yeni bir cazibe merkezine yönelmesi çok muhtemeldir.
Bu siyasi fırsatı doğru okuyan CHP yönetimi;
partinin söylemini merkez demokrat sıfatıyla tefriş/takviye ederek,
aday listelerini merkez sağ isimlere de açarak seçime hazırlanıyor.
CHP'nin merkez tabana dönük hesaplarını peşin hükümle, hiç tartışmadan mahkûm etmeye kalkmak, muhafazakár seçmeni ve yerel seçimi AKP'ye hediye etmek anlamına gelebilir... ‘‘Merkez oylar AKP'ye mi, yoksa CHP'ye mi kaymalı?’’ sorusunu başlığa taşımamız bu yüzden...
* * *
Ayrıca CHP'nin merkeze kayma planı sadece gelecek seçime dönük hesapların değil 2002 seçiminde verilen sözün, vaat edilen yeni siyasi açılımın gereğidir. CHP 3 Kasım seçimi öncesinde vitrinine Kemal Derviş'i yerleştirirken ‘‘liberal-sosyal sentezi’’ de politik söylemine dahil etti.
O yüzden eğer CHP'ye eleştiri yöneltilecekse;
liberal-sosyal sentezin gereği serbest piyasa ekonomisine dönük açılımları geciktirdiği,
liberal tabanda henüz yeterince kadro tahkimatı yapamadığı gerekçesiyle olmalıdır.
Aksine ‘‘CHP neden merkez seçmene de yöneliyor?’’ diye hesap sormak, sadece Kemal Derviş'i CHP vitrininde konu mankeni konumuna indirmekle kalmaz... Özellikle bu yeni siyasi açılıma ilgi gösteren büyük kent seçmenini kandırmış olmak anlamına da gelmez mi?
* * *
Yalnız yanlış anlaşılmasın... Merkeze dönük planları için CHP yönetiminin hakkını teslim etmekle birlikte hayale kapılıyor da değiliz.
Çünkü CHP altı aylık muhalefet pratiğinde, 23 Nisan boykotuna öncülük veya iş yasasında pazar tatili tartışmasını aşan icraat sergileyemedi.
CHP, Derviş'in mimarı olduğu IMF programını sahiplenemedi, AKP'nin popülist sapmalarını bırakın engellemeyi, eleştirmek dahi işine gelmedi.
Şimdi kalkıp liberal tabana yönelmek istiyor, ama nasıl?