ANKARA MAYIS ayının ilk haftasının perşembe gecesi Beyrut’tan Ankara’ya acil kodlu mesaj ulaştı: "Lübnan’ı İran’a bırakmak istemiyorsanız hemen harekete geçin."
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, Beyrut dönüşü "Saad Hariri’nin (çoğunluk lideri) çok zor anları oldu, aşmasına yardım ettik" diye
Uyarı=Veto
ÇANKAYA Köşkü, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün hakemliğe engel taraf pozisyonu olmadığını anlatmak için türban şerhini hatırlatıyor ve diyor ki, "Onayladık ama uyardık da... Hükümet dinlemedi." (İsmail Küçükkaya-Akşam)
Türbanlı başbayanın ikametgáhından ve başörtüsü mağduru genç kızın pederinden daha fazlasını beklemek belki de zaten vicdana sığmazdı. Ama ve lakin aranızda Köşk’ün hükümet için hakikaten kritik başka bir yasayı geri çevireceğine inanan var mı?
Yok mu, bence de öyle.
Kimse kusura bakmasın ama "uyarı" tarafsızlığa kanıt oluşturmaz.
Fazlası, mesela bazı yasa/uygulamalara veto yaptırımı aranır.
O gün gelirse, taraf/tarafsız olmayı yeniden tartışırız.
biraz tevazu göstererek aktardığı gelişme kritikti.
Lübnan’da koltuğu altından çekilen iktidar, İran ve Suriye yanlısı Hizbullah’a karşı kendi ordusunu devreye sokabilmek amacıyla Türkiye’den yardım istemek zorunda kaldı.
Ankara, Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri (Şii Emel örgütü lideri) üzerinden girişimde bulundu, netice aldı.
Lübnan Silahlı Kuvvetleri sokağa çıktı, ortalığı yatıştırdı.
Türkiye, Lübnan’da barışa katkıda bulundu, bölgede tansiyon düşmekle kalmadı.
Ankara, Ortadoğu’da oluşan iki ayrı eksene karşı bayrak gösterdi.
İran-Suriye ve rakip Mısır-Suudi Arabistan ittifaklarına karşı/yanı sıra yeni bir seçenek yarattı.
Ve bu açılım, Lübnan’da bazı gazetelere "Osmanlı’nın dönüşü" yorumuyla yansıdı.
Üç otel, üç gün
TÜRKİYE aracılık ettiği Suriye-İsrail görüşmelerini şimdilik üç ayrı otelde yürütüyor. Taraflar yüz yüze gelmek istemediği için Türk heyeti oteller arasında dolaşıyor.
İlk üç günlük görüşme turu tamamlandığında Ankara’nın izlenimi şu:
Suriye heyetinde kıdemli isimler var, kurumsal hafıza güçlü, ama esneklik az.
İsrail heyetinin büyük bölümü yeni. Bu yüzden çözümü tıkayacak önyargıları yok.
Ankara’nın umudu, pazarlığın ilerleyen aşamalarında hiç değilse otel sayısını 2’ye indirmek.
Yani tarafları aynı otelde farklı mekánlarda ağırlamak.