Kör eden vuruşlar

SAVAŞIN ilk hamleleri ABD'nin Bağdat taktiğini andırıyor. Afganistan'ın zaten güçsüz hava savunma sistemini erken harekete geçirip vurmayı, hava kuvvetlerini yerde yok etmeyi amaçlayan füze saldırısının ilk sonuçları muhtemelen bu sabah alınacak. Askeri stratejide komuta, kontrol ve haberleşme olarak anılan hayati sistemi hedef olan, kör edici bu vuruşlardan sonra büyük olasılıkla uçaklar devreye girecek, kara harekatı için en uygun zaman beklenecek.

Haberin Devamı

Sadece bizde yok!

CENNET ülkemiz benzersizdir... Dünyadaki hiçbir gelişmeden hatta şoktan bile öyle kolayına etkilenmez. Örneğin Çernobil radyasyonu bize dokunmaz, Güneydoğu Asya'dan başlayan küresel ekonomik kriz asla Türkiye'ye sıçrayamazdı, hatırladınız mı? Soğuk Savaş döneminde tüm NATO ülkelerinde gizli faaliyet gösteren özel birimin sadece Ankara uzantısı eksikti, o yüzden dünyada duvarlar yıkılırken Türkiye'de açıklanacak sır, sorulacak hesap yoktu... Tüm bu yalanları en etkili ve yetkili ağızlardan dinledik, okuduk.

O yüzden 11 Eylül'de ilan edilen savaş halinin bile yerel efsanelerin rahatını kaçırmaması sürpriz sayılmazdı. Avrupa'da, Lübnan'da, Yemen'de Usame Bin Ladin'in izi sürüldü, örgüt bağlantıları tespit edildi, gözaltılar yaşandı. Global terör avında sesi çıkmayan tek tük ülkeler arasında Türkiye vardı... Tek gelişme Başbakan Bülent Ecevit'in Milliyet yazarlarına açıklaması ile yaşandı: ''ABD yönetimi bize Türkiye'de Usame Bin Ladin ve örgütüyle ilişkisi olabilecek bazı kişilerle ilgili bilgiler verdi. Ama bunlar kesin kanıtlar değil. Bu bakımdan emniyet güçlerimiz bu bilgi ve belgeleri inceliyor.'' (Fikret Bila, Milliyet, 6 Ekim 2001)

* * *

Başbakan Bülent Ecevit ABD'nin şüpheli listesini doğaldır ki açıklamadı. Ama Bush yönetiminin Usame Bin Ladin'le bağlantılı gördüğü 27 kişi ve kuruluş arasında yer alan bir isim sadece Türkiye'ye değil bizzat Bülent Ecevit'e de tanıdıktı: Muhammed Salih.

Özbek muhalefet lideri, şair Muhammed Salih'in maceralı yaşamının Türkiye'de geçen bölümünü hatırlamak için biraz geriye dönmek lazım...

Muhammed Salih, Özbekistan'da muhalefetteki ERK partisinin lideriydi. 1991'de İslam Kerimov'un karşısındaki tek cumhurbaşkanı adayı olarak seçimlere katılıp devlet radyosunda yapılan ilk açıklamaya göre yüzde 33 oranında oy aldı. Ancak sonradan yapılan resmi açıklamada oy oranı yüzde 12.7'ye düştü. Cumhurbaşkanlığı yarışını kaybeden Salih, Taşkent milletvekili ve ana muhalefet partisi lideri olarak mücadelesini sürdürdü.

1993 başında partisine yönelik baskılar arttı. Birçok partili ''faili meçhul'' cinayete kurban gitti. Muhammed Salih'in etrafındaki çember giderek daraldı. Muhammed Salih, 1992 Temmuzu'nda siyasi baskıları protesto ederek parlamentodan istifa etti. 1993 baharında gözaltına alındı. Uluslararası Af Örgütü, Uluslarası Basın Birliği gibi birçok kuruluş peş peşe Özbekistan hükümetini protesto etti. Dönemin Türkiye Cumhurbaşkanı Turgut Özal da aynı günlere rastlayan Özbekistan ziyareti sırasında Kerimov'dan Muhammed Salih'in serbest bırakmasını rica etti. Salih, Özal ayrıldıktan bir gün sonra özgürlüğüne kavuştu.

Ama suikastlar ve baskı devam etti. Salih'in KGB'den eski bir tanıdığı, kendisini uyararak canının tehlikede olduğunu söyledi. Özbek muhalif ülkeden ayrılıp önce Azarbaycan'a, oradan Özal'ın davetiyle Türkiye'ye geldi. Ama daha havaalanında kötü haberi aldı: Cumhurbaşkanı Özal birkaç saat önce ölmüştü.

Özbekistan Cumhurbaşkanı İslam Kerimov 1994 Temmuz ayında Ankara'yı ziyareti sırasında Muhammed Salih'in Türkiye'de yaşamasından duyduğu rahatsızlığı iletti. Kerimov, Muhammed Salih'in siyasi bir mülteci değil, adi bir terörist olduğunu iddia etti ve delilleri sıraladı. Türkiye bu belgeler karşılığında zor durumda kaldı, ERK liderini önce Kıbrıs'a oradan Almanya'ya gönderdi.

Muhammed Salih'in Türkiye'de kaleme aldığı şiir kitabının önsözünde yine başka bir şairin, Bülent Ecevit'in imzası vardı.

* * *

Haberin Devamı
Muhammed Salih Türkiye'den ayrıldı ama Ankara-Taşkent ilişkileri düzelmedi... Kerimov özellikle Refahyol döneminde Türkiye'de okuyan Özbek öğrencilerin köktendinci akımların etkisine girdiğinden yakındı...

16 Şubat 1999'da Taşkent'te patlayan bombalar bir anda Türkiye'yi sanık sandalyesine oturttu. Çünkü Kerimov suikast girişiminden Muhammed Salih ile Tahir Yoldaşev önderliğindeki Özbekistan İslami Hareketi'ni sorumlu tuttu. O tarihten bu yana Afganistan ve Fergana Vadisi'ndeki kamplardan Taşkent rejimini yıkmak için savaş veren Özbekistan İslami Hareketi iki hafta kadar önce ABD tarafından Usame Bin Ladin'le bağlantılı örgütler arasında sayıldı... Tıpkı Muhammed Salih gibi... Yarına devam edeceğiz.

Yazarın Tüm Yazıları