Paylaş
ŞİFRELİ kavga müptelası ANAP'ta iplerin gerilmesi kime yarıyor?
İşte bu soruyu dün üst düzey güvenlik yetkilisine yöneltiyoruz. Yanıtı son derece açık:
‘‘Merkezi olarak operasyon gücümüzü etkilemez. Ama özellikle taşra teşkilatlarında sayın bakanın siyasi geleceğinin tartışılır hale gelmesi moral bozabilir, cesaret kırabilir...’’
* * *
ANAP Lideri Mesut Yılmaz'ın partili İçişleri Bakanı'nı ‘‘ihanetle’’ suçlaması sadece Beyaz Enerji operasyonu yüzünden ise mesele siyasi etik sorunundan ibarettir. Çünkü liderin, bakanından görevini ihmal pahasına partisini savunmasını beklemesi hem abestir, hem de demokrasiye yakışmaz.
Ne var ki ANAP Lideri'nin sözlerinden Sadettin Tantan'la ilgili şikáyetinin Beyaz Enerji ile sınırlı kalmadığı anlaşılıyor.
Demek ki şifreli üslup alınganlık yaratıyor. Belki kamuoyunun gözünden kaçabilen ancak kan kaybına yol açan derin yaralar açılıyor.
* * *
Mesela İçişleri Bakanı Sadettin Tantan'ın Gümüşsuyu şifresini ele alalım. Tantan bu konuyu dün de yazdığımız gibi ilk kez 25 Ocak 2000 tarihinde ANAP TBMM Grup Toplantısı'nda dile getirdi: ‘‘Hizbullah'ın son olayları aslında, Gümüşsuyu Caddesi'nde kaçırılan kaçakçı İbrahim Telemen'in öldürülmesine kadar uzanıyor, bu olaya kadar inmekte.’’
Öyküsü rahmetli Uğur Mumcu tarafından ‘‘Silah Kaçakçılığı ve Terör’’ kitabında aktarılan Telemen olayını hatırlamakta yarar var...
Bildiklerini anlatmanın eşiğinde iken intihar eden (?) veya daha büyük ihtimalle öldürülen Telemen, mafya-polis-gümrük üçgenindeki kirli ilişkilerin canlı tanığıydı...
Peki Sadettin Tantan 22 yıl öncesine dayanan bu öyküye neden referans verdi? Muhtemelen benzer nitelikte bir operasyonun eşiğinde olduğu için...
Bu varsayımla sağa-sola danıştığımızda bakanlık bünyesinde iki il emniyet müdürü hakkında ciddi iddiaların müfettişlerce inceleme aşamasında olduğunu öğrendik. Aklımıza aylar süren inceleme sırasında Beyaz Benzin operasyonunda rüşvet iddiasıyla görevden alınan ve tutuklanan diğer bir polis şefi, Kocaeli Emniyet Müdürü geldi... Tantan'ın, hemşerisi bu polis şefini görevden alabilmek için aylar süren mücadele verdiğini, ancak başarılı olamadığını hatırladık... ‘‘Acaba şüpheli iki polis müdürü için benzer bir direnç söz konusu mu?’’ diye merak ettik.
* * *
Sadettin Tantan'ın konuşmasını anlamayan çoktur. Hatta politikacı olarak beğenmeyen de çıkabilir. Ama polislik meziyetlerine söz edene pek rastlamadık. Bu gerçek polisi İçişleri Bakanı olarak atayanların Tantan'dan adli vakalar karşısında politik esneklik beklemeleri ne büyük saflıktır! Tantan ırkına, cinsiyetine ve partisine bakmadan hırsız kovalamaya bildiği yoldan devam edecek. Rahatsız olanlar, Tantan'ı siyasi amirlerine şikáyetlerini sürdürecekler. Pek sanmıyoruz ama eğer Tantan haksızsa Temiz Toplum'a doğru üslup rötuşuyla ilerleyeceğiz. Ama ya Sadettin Tantan haklıysa... Hırsızı bırakıp polisle uğraşanlar bu kavganın siyasi faturasını nasıl ödeyecek? Önümüzdeki günlerde epey eğleneceğiz galiba.
KARŞI GÖRÜŞ-KATKI
‘‘Sayın Derviş, Anadolu'ya çıkacağını neden 19 Mayıs günü gazetelere açıklamak gereğini duydu? Acaba halkımıza iletmeye çalıştığı mesaj İkinci Anadolu Hareketi'ni başlatacak olması mı? Sayın Derviş kurtarıcı olma rolünü her anlamda hakkıyla yerine getiriyor anlaşılan... Konumum ve genç yaşım itibarıyla sayın bakanımıza tavsiyede bulunmak haddime düşmez ama benim de kendilerine ufak bir teklifim olacak... Kendileri eğer Anadolu turnesine Samsun'dan başlarlarsa daha etkili olacağı kanaatindeyim. Belki bu ona IMF, Dünya Bankası ve medyanın verdiği desteğin yanında manevi bir destek olabilir...’’ (Emre ÖZEREN)
Not: 21 Mayıs 1963 darbe girişimi nedeniyle TSK'dan ihraç edilen Harbiyeliler için kullandığımız ‘‘itibarları iade edildi’’ ifadesinin kimilerini gücendirdiğini öğrendik, üzüldük. Zaten muteber kişiler olduklarını teyit eder, özür dileriz.
Paylaş