Paylaş
Dikkatler Beyaz Enerji soruşturmasında patlak veren seçilmiş-atanmış (hoş seçilmişlerin nasıl ve hangi ölçüyle seçildiği de ayrı mesele ama) kavgasında yoğunlaşırken Beyaz Benzin operasyonunda çok önemli bir adım gözden kaçtı... Akaryakıt kaçakçılarından rüşvet aldığı iddiasıyla görevden uzaklaştırılan Kocaeli eski Emniyet Müdürü Erdinç Sarıalp cuma günü ifade için geldiği DGM'de tutuklandı. ‘‘Cürüm işlemek amacıyla oluşturulan çeteye yardım etmek’’ ve ‘‘rüşvet almak’’ suçlarından İstanbul Nöbetçi 4 No'lu DGM Yedek Hakimliği'nce tutuklanan Sarıalp'in aynı soruşturma kapsamında ifadesi alınan yardımcısı Engin Can ise serbest bırakıldı
* * *
Bu haber Türkiye'deki milyonlarca dolarlık akaryakıt kaçakçılığının coğrafya ve ilişki ağının farkında olanlar açısından anlamlıydı...
Çünkü Kocaeli'nin kaçak akaryakıt cenneti olduğu herkesin bildiği sırdı.
Üstelik Kocaeli'ndeki kaçakçılığın boyutları, kara paranın kimleri nasıl beslediği ilk kez polis kayıtlarına geçmedi.
Tam dört yıl önce (1 Mayıs 1997> yine bu köşede Kocaeli Çetesi'nin akaryakıt kaçakçılığını polis kayıtlarından bakın nasıl aktardık.
* * *
Ülkücü Baba olarak anılan cezaevi firarisi Kürşat Yılmaz'ın yakalandıktan sonra polise verdiği ifade dört yıl önce basına yansıdı.
Yılmaz ifadesinde Abdullah Çatlı'yı tanıdığını kabul etti, çok ilginç bir iddiayı dile getirdi:
- Abdullah Çatlı 1996 nisan ayında aradı... Hadi Özcan (Kocaeli Çetesi'nin lideri olarak anılıyor) ile Yeşil'in beni öldüreceklerini söyledi.
İlginçtir, Hadi Özcan da TBMM Susurluk Komisyonu'na verdiği ifadede bu husumeti farklı bir cepheden anlattı:
- Abdullah Çatlı Ünye Cezaevi'nde yatan Kürşat Yılmaz'a 3 milyar gönderdi... Bizi birbirimize düşürmek istedi...
Peki Abdullah Çatlı ile Hadi Özcan'ın paylaşamadığı neydi?
Nedense kimse merak etmedi...
* * *
Oysa bu sorunun yanıtı Hadi Özcan'ın ifadesinde tüm çıplaklığı ile vardı... Özcan'a göre İzmit'te aralarında PKK'nın da bulunduğu yasa dışı güçler trilyonlarca liralık petrol ürünü kaçakçılığı yapıyordu.
Yurda kaçak olarak sokulan tonlarca akaryakıt istasyonlarda resmi yoldan girenle birlikte satılıyordu.
Devletin çok yüksek vergi payı kár diye cebe giriyordu.
Kalitesiz ürün otomobillerin motorlarını kıyıyordu.
Hadi Özcan ile Abdullah Çatlı İzmit'te petrol ticareti için ortaklık kurdular. İki ortak İzmit'e ayda 20 bin ton petrol getirmek için kolları sıvadı. Ama petrolün satışından sonra Çatlı, Hadi Özcan'ın payını ödemedi.
Abdullah Çatlı ile Hadi Özcan'ı tanıştıran, Özel Harekát eski Başkanı İbrahim Şahin'in koruması polis memuru Şahin Tekdemir anlaşmazlığı Susurluk Komisyonu ifadesinde doğruladı. Rant kavgasına vergi salmaya kalkanlar da çıktı. Mesela Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım pay istedi.
* * *
Kocaeli'ndeki kara deliğin kapatılmasında yıllardır gösterilen ihmal sizce rastlantı mı? Kaçakçılıktan PKK'nın, Susurluk Çetesi gibi suç örgütlerinin ekmek yediğini zaten biliyorduk... Şimdi de polisin pay aldığı iddia ediliyor. Sadece olası politikacı ayağı eksik kalıyor.
Bilmecenin bütün parçaları bir araya getirildiğinde gerçek tüm çıplaklığıyla ortaya çıkıyor: Beyaz Benzin operasyonunu Jandarma'nın başka biriminin başlatması zaten mümkün değildi...
O yüzden sessizlik lütfen, operasyon var.
KARŞI GÖRÜŞ-KATKI
‘‘Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İşletme Bölümü'nde öğretim görevlisiyim. İşletme Finansmanı ve Finansal Planlama derslerine girmekteyim. Makalenizde; ‘golden share' ifadesinin karşılığı olarak kullanılan ‘imtiyazlı hisse' ifadesi, taşıdığı çağrışımlar bakımından normal bir gazete okuyucusu için yeterince açıklayıcıdır. Bununla birlikte finans terminolojisinde özel bir anlamı olan ‘imtiyazlı hisse senedi'nden çok farklı bir nitelik taşımaktadır. Zaten yazınızda da ‘imtiyazlı hisse senedi' denilmemekte, ‘imtiyazlı hisse' denilmektedir. Neden olabileceği yanlış anlamaları da ortadan kaldırmak için, sizce golden share'nin Türkçe karşılığı olarak ‘veto hakkına sahip hisse' demek daha uygun veya açıklayıcı olmaz mı?’’ (Güven SAYILGAN)
Paylaş