Kaç imam lazım?

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim meydanında verdiği ‘İmam hatibe yeniden üniversite yolunu açma’ sözüne üç ayrı cepheden tepki geldi.

1) Muhalefet, siyasi refleks gösterdi.

2) YÖK, devlet iktidarına uygun davrandı.

3) TÜSİAD ‘Aman, yeni gerilime gerek yok’ diye uyardı.

EĞER DEVLET LAİKSE İMAM DA YETİŞTİRMEZ

Aslında tartışmayı herkesin anlayacağı/katılacağı zemine çekmenin kolayı var. Öncelikle soralım: 1) Devlet eğer hakikaten laikse imam yetiştirir mi? Laik devlet tek dine, tek mezhebe hizmet verir mi? 2) Devlet, imam yetiştirmeyi becerebiliyor mu, mezununa iş bulabiliyor mu?

1756 BOŞ KADROYA 15 BİN 394 BAŞVURU

2003 Kasım ayında 2 bin 500 boş imam kadrosuna atama için açılan sınav bu soruları haklı kılıyor. Çünkü;

Sınava dini yüksekokul mezunu 1351 kişi katıldı. Sadece yarısından biraz fazlası, 744 aday başarılı oldu ve ataması yapıldı.

Kalan 1756 boş kadro için, imam hatip mezunu 15 bin 394 başvuru oldu. Yani her 100 imam hatip mezunundan sadece 11’i iş bulabildi.

Ancak ‘ihtiyaç kadar imam yetiştirelim’ mantığı da abestir. Doğrusu;

Nerede ve kaç imamın gerekli olduğuna cemaat karar verir.

Devlet, imam hatipleri kapatır, din adamları özel okulda yetişir.

Teknik okullara, imam hatip ipoteği nedeniyle uygulanan ceza kalkar.

Sandık ve piyasa

Bakmayın siz Rumların referandum için şimdiden ‘hayır’ bayrağı çektiğine. Deneyimli Türk diplomatlarına göre, Rumların Annan Planı’na ‘evet’ deme ihtimali sanılandan yüksek. Çünkü AB’nin çözüm ısrarı baskın gelebilir. Referandum sandığı, ‘evet’ çıkana kadar Rumların önlerine konulabilir.

Eğer KKTC seçmeni de referandumda ‘evet’ derse zaten seçim dopingi almış para piyasalarında çifte kutlama yaşanır. Ama şimdiden uyaralım, dikkat edin, ralli ancak aralık ayı ortasına kadar sürer!

4*4 hızlı okuma

ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell’ın Türkiye’yi Pakistan ile bir tutup ‘İslam Cumhuriyeti’ ilan etmesi hükümete pek dokunmadı. ‘Sürç-ü lisan’ deyip geçildi. Oysa bize sorarsanız Powell’ın sözleri, ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi’nin fiziki ve idari harita tarifiydi.

ABD’nin Rusları ‘sıcak denizlerden’ ve ‘petrol bölgesinden’ uzak tutma planında Afganistan’ın yanı sıra Pakistan ve Türkiye’nin özel yeri vardır. Her iki ülkedeki siyasi-etnik ve ekonomik çatlağın tedavisi -tıpkı ABD sisteminde olduğu gibi- din yoluyla denendi.

Türkiye-İran-Pakistan ve Afganistan’dan oluşan ‘yeşil kuşak’ fay hattında az deprem yaşanmadı. İran molla rejimine teslim oldu, Kábil Ruslara. Hemen akabinde Pakistan ve Türkiye’de ABD yanlısı darbeciler işbaşına geldi. 12 Eylül’ün hákim ideolojisinin Türk-İslam sentezi olması tesadüf değildi.

AKP iktidarının ABD’ye uyum istek ve becerisi, 12 Eylül paşalarından az değil. Daha da önemlisi ‘milli görüş gömleğini çıkartan’ AKP, Washington’un artık tehdit saydığı Suudi rejimiyle köprüleri attı. Batı yanlısı, ılımlı İslam açısından evrensel tek model haline geldi.
Yazarın Tüm Yazıları