İşte terörün yeni tanımı: Şiddet kullanımı ve tehdit
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
GENELKURMAY Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök’ün ‘Terörizmin tanımının iyi yapılması için ‘bilim kurulu’ kurulmalı, bilim kurulu bu işte önderlik yapabilir.
Bu siyasilerden çok bilim adamları tarafından olmalı’ sözleri sadece temenni veya niyet ifadesi olarak algılanmamalı.
Asker ve hükümet, bir süredir ayrı ayrı yeni terör tanımı üzerinde çalışıyor. Özellikle askerin terör konusunda yeni bir strateji ve taktik açılım geliştirdiği söylenebilir.
Askeri kaynaklar, yeni stratejide temel amacı tek cümleyle özetliyorlar:
‘Terör yüzünden gelecekte yeni insan kaynağı kaybetmemek.’
Yani asıl hedef, terör bilançosunu aşağı çekmek.
BM UYUMLU TANIM
Genelkurmay çalışmasında terör yelpazesi, ‘siyasi, dini, etnik ve ideolojik’ olarak tarif edildi. Etnik terörün adresi belli: PKK. Çalışmada El Kaide’den Hizbullah’a, Çeçenlerden sol örgütlere kadar diğer riskler de ihmal edilmedi. Batı kamuoyunun Türkiye’den beklentisi, terör tanımını düşünce ve ifade hürriyetini sınırlamayacak şekilde yeniden düzenlemesi. Türkiye’nin yeni terör tanımında anahtar sözcük bu beklentiyi karşılayacak şekilde ‘şiddet’ olarak seçildi. Terör tarifi ‘şiddet kullanımı ve/veya şiddet kullanma tehdidi’ şartına bağlandı. Yeni düzenlemede BM’nin ‘siyasi şiddet’ ve ‘terör’ arasında fark gözeten tarifi de dikkate alındı.
TERÖR BRİFİNGLERİ
Ancak hükümet ile askeri kanadın terörle mücadele konusunda tam fikir birliğine varmış olduğunu söylemek çok zor. Askerin kısmi OHAL ve Başbakanlığa bağlı terör müsteşarlığı önerileri, hükümet tarafından geri çevrildi.
Ankara kulislerinde şakayla karışık, ‘Bir zamanlar irtica brifingleri vardı... Genelkurmay çok sıkışırsa terör brifinglerine de başlar mı?’ sorusu dolaşıyor.
Dövizin kaynağı değişti
TÜRKİYE’nin kulaklarından döviz fışkırıyor. Merkez Bankası günlük ihaleyle 4.6 milyar dolar, müdahale yoluyla 8.5 milyar dolar, toplam 13.1 milyar dolar döviz topladı. Ama kur yükselmedi.
Döviz trafiği hız kesmedi, yalnızca üç ayrı dönemde farklı tercih gözlendi:
ÖNCE BONOYA GİRDİ:
27 Ocak-9 Mart döneminde 1.8 milyar YTL, tahvil ve bonoya aktı. Hisse senedi, eurobond ve mevduat tercihi 1.8 milyar dolar arttı.
DÖVİZLER BOZULDU:
9 Mart-3 Haziran döneminde bonoya yabancı girişi 2.4 milyar YTl oldu. Döviz tevdiat hesaplarından 1.4 milyar dolar çözüldü.
YAZ KREDİLERİ:
3 Haziran-22 Temmuz arasında hisse senedine 220 milyon dolar, tahvil ve bonoya 550 milyon dolar yabancı girişi oldu. Buna karşılık döviz hesapları 672 milyon dolar arttı.
Yani haziran ve temmuz girişleri, 2.6 milyar dolarlık döviz alım müdahalesini karşılamaktan çok uzaktı. Eğer başka bir giriş olmasaydı, kur artışı kaçınılmazdı.
Peki neydi bu alternatif döviz kaynağı?
Dışbank Ekonomik Araştırmalar Direktörü Haluk Bürümcekçi’ye göre ekonomiye yeni döviz pompası bankalar. Haziran ve Temmuz aylarında bankalar, toplam 2.6 milyar dolar düzeyinde dış kredi sağladı.
Yılbaşında portföy yatırımlarıyla başlayan döviz girişi, yaz aylarında banka kredilerine dönüştü. Kur riski mali piyasalardan banka bilançolarına kaydı. Kuru bankalar tutmaya başladı.