Başbakan’ın hálá teğet geçtiğini sandığı küresel kriz... İkisi arasındaki nedensellik ilişkisi sokakta boş gezenlerce zaten aylar önce kuruldu, sandığa yansıdı.
Gecikmeli yayımlanan işsizlik rakamları bu açıdan malumun ilamından öteye geçemedi.
Ancak şeytan yine ayrıntıda gizliydi... İşsizlerin adresi 2 yıldan az sürede değişti.
Nasılını anlatabilmek için -ne yazık ki- kısaca teknik bilgi sunmak zorundayım.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) işsizlik rakamlarını üç ay geriden takip ediyor.
Dolayısıyla örneğin şubat rakamları kamuoyu ile mayıs ayında paylaşılıyor.
TÜİK geçen ay işsizlik hesabında kullandığı nüfus veri setini değiştirdiğini açıkladı: Eskiden nüfus sayımı ve buna bağlı tahminleri esas alıyordu... Artık Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) rakamlarını kullanıyor.
Bu amaçla TÜİK geçen yılın nüfus ve işsizlik rakamlarını da yeni veri setine göre düzenledi.
İki sistem arasındaki fark işsizlik oranı yönünden fazla büyük değil.
Yeni hesaplamada işsizlik eski verilere göre iki aydır binde 3 daha yüksek çıkıyor.
Asıl büyük değişim nüfusun ve dolayısıyla işsizlerin kent-kır dağılımında gözleniyor.
Çünkü TÜİK yeni veri setinde kent nüfusunu eskisine göre 4 milyon kişi fazla kabul ediyor. İşsizlik kırdan çok kentlerin hastalığı... Dolayısıyla işsizliğin adresi artık daha gerçekçi tarif ediliyor. Ve AKP’nin oylarının büyük kentlerdeki serbest düşüşe geçmesinin rastlantı değil, siyasi kader olduğu ortaya çıkıyor.
Peki aklınıza şu soru gelmiyor mu?
TÜİK’in eski işsizlik rakamlarında kullandığı nüfus veri seti 22 Temmuz 2007 seçimlerinde de esas alındı. İşsizlikteki farka bakınca, "Acaba?" diyorum, nüfusa dayalı sistem kullanılsaydı seçim sonucu nasıl çıkardı?
22 Temmuz seçimlerinden sonra aniden ortaya çıkan 5 milyon yeni seçmenin sırrı çözülecek miydi?
Sormaya, bakmaya değmez mi?
Ölüsü de, dirisi de para ediyor nitekim
YEŞİL’in ölüsü sessizliği açısından tercih sebebiydi. Ama son dönemde dirisi daha iyi para etmeye başladı. Çünkü oğlu Murat büyüdü, serpildi. Mesleği itibarıyla babasının namını yürütmeye muhtaç. Hatırlayanlar çıkabilir. 2 yıl önce İstanbul’da evi polis baskınına uğradığında da "Yeşil yaşıyor" haberleri almış yürümüştü.
Peki bence Yeşil yaşıyor mu? Açıkçası bilmiyorum, ama fiziken yaşasa da fiilen ölü olduğu kesin. Ergenekon sürecinde tek bir izine rastlanmamış olması, yaşıyor olsa bile bu işlerden tamamen çekildiğinin en güçlü kanıtı.