TAHRAN BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan ile Perviz Davudi’nin arkasında sıralanmış basın toplantısını izleyen İranlı yetkililerin orta boylu olanıyla göz göze geldik, gülümsedi.
Görüşmeyeli geçen 20 yılda Gulam Rıza Bagheri Maghaddam’ın saçlarına kır düşmüş. Ama herhalde ben de değişmişim. Çünkü ilk sözleri, "Enis Beyciğim sizsiniz değil mi, ama sizin birazcık saçınız vardı" oldu. Maghaddam, Türkiye’deki görevinden sonra Tükmenistan ve Kırgızistan’da büyükelçilik yaptı. İki hafta kadar önce Cumhurbaşkanı’nın Özel Temsilcisi sıfatıyla Ankara Büyükelçiliği’ne geldi. Başbakan Erdoğan, Tahran görüşmeleri sırasında Dışişleri Bakanı Manuçehr Mutteki’ye, "Bagheri’yi büyükelçi olarak bırakın, ilişkiler gelişir" telkininde bulundu. Mutteki de olumlu baktı. Bagheri’nin emrinde çalıştığı Büyükelçi Mutteki (türban eylemlerine destek verdiği için biraz olaylı ayrıldı), bugün İran’ın Dışişleri Bakanı. Bakanla Türk gazeteciler uzun sohbet fırsatı buldu.
Ne konuştunuz derseniz, Mutteki ile Hasan Abi’nin (Cemal) ortak bildirisini aşağıya aktardım.
Kalan sürede, Mutteki Türkiye ile ilgili üç nazik mesaj verdi:
Türkiye’yi 20 yıl sonra nasıl bulduğunu sorduğumda, "Özal ekonominizin temellerini çok iyi attı. Dış geliriniz çok yüksek. Şirketleriniz hem İran’da hem de Orta Asya’da çok rekabetçi."
Türkiye’yi Avrupa Birliği’ne alsınlar ne demek? Asıl sizin AB’yi kabul etmeniz önemli. AB’ye katacaklarınızın farkında olursanız daha kolay alırlar.
Papa ziyaretini başka işlerim olduğu için izleyemedim. Ama siz memnunsanız biz de mutlu oluruz.
Bakan Mutteki’ye Batılı medyada çıkan "İsrail, İran’a saldıracak" haberleri soruldu. Mutteki gülerek, "O eski şaka, yenisi çıktı, size anlatayım" dedi. Bizim Nasreddin Hoca’nın hırsızı yakalama hikáyesine benzer bir fıkra anlattı: "Fedai illa cepheye gidip düşman yakalayacağım diye tutturmuş. Birazdan telsizle aramış, ’Üç düşman tuttum, gelin alın’ demiş. Karargáhtakiler, ’Adamımız yok sen getir’ deyince, "İyi ama gelmiyorlar’ yanıtını vermiş. ’Peki sen gel’ denilince de, ’Gelirim ama bırakmıyorlar’ diye yakınmış. İyi de düşmanı yakalamadığını, senin esir düştüğünü neden söylemiyorsun. İsrail’in durumu da buna benzer." İşin şakası bir yana; Mutteki ve Bagheri döneminde İran, Türkiye’nin gündeminde daha fazla yer alacağa benziyor.
Hasan Abi çok bastırdı İran, İsrail’i tanımadı
HASAN Cemal veya Başbakan’ın ifadesiyle Hasan Abi, doğru bildiğinden şaşmadığını, resmi görüş karşısında yılmadığını İran Dışişleri Bakanı Manuçehr Mutteki ile tartışırken de kanıtladı. Mutteki ile Türk gazetecilerin bir saati aşkın sohbetinin büyük bölümü Hasan Abi’nin İran’ı, İsrail’i tanıması için ikna çabalarıyla geçti. O kadar ki bir ara Mutteki, Hasan Cemal’e Oslo Barış Planı’nı ikame edecek yeni fikirlerini sorma ihtiyacını hissetti. İran’ın Ankara Büyükelçisi de, "Hasan Bey (o henüz abi demiyor) Kudüs’ü iki halk nasıl paylaşacak" diye itiraz etti. Bendeniz Mutteki’ye, "Sayın Bakan izninizle bir sonraki sorum Hasan Abi’ye olacak" diyerek olaya balans ayarı verdim. Ama nafile, Hasan Abi İran’ı ikna edemedi. Ne var ki Hasan Abi, sona doğru şaşırtma vererek "Kerkük ne olacak?" diye İranlı muhatabını gafil avladı. Mutteki sorunun kenarından dolaşmaya çalışırken Fehmi Koru, "Kerkük, İran’ın gündeminde değil" sözleriyle yardıma koştu. Bakan bu pası iyi değerlendirdi, "Hasan Bey isterseniz Kerkük’ü gündeme alalım" dedi. Mutteki sohbetini Tayyip Erdoğan’a gazetecilerle birlikte rapor eden Başbakanlık Sözcüsü’nün ifadesiyle "O gece Hasan Abi fevkalade olumlu ve yapıcı görüşmelerde bulundu". Yani gün olur Kerkük İran’ın gündemine girerse bilin ki Hasan Abi’nin sayesindedir!