Paylaş
Apo'nun yabancı dostlarını tanıyalım (3)
İran'ın PKK'ya desteği iki sorunlu komşumuz Suriye ve Yunanistan'ı aratmayacak düzeyde. Sadece PKK'yı değil aynı yörede örgütlenen Hizbullah'ı da kontrol etmeye çalışan Tahran'ın hedefinin etnik ve dini etiketlere sığmadığı ortada. İran'ın Türkiye'nin Güneydoğu Anadolu bölgesine her marka ve renkte terör ihracı yoluyla nüfuz niyeti belli.
* * *
Abdullah Öcalan'ın savcılık sorgusunda PKK'nın İran'daki konumu da gündeme geldi. Bakın Apo başlıklar halinde neler anlattı:
HİZBULLAH'A ARACI: ‘‘Suriye'de iken beni İran Gizli Servisi'nin Seyit isimli elemanı zaman zaman ziyaret ederdi. Bu ziyaretler 1996 yılına kadar sürmüştür. Seyit bizimle hudut meselesini görüşüyor. Seyit'ten Hizbullah'la bizim örgütümüz arasındaki çatışmada arabuluculuk yapmasını istiyoruz.’’
K. IRAK'A BASKI: ‘‘Kuzey Irak'ta İDKP üzerinde etkili olduklarından kendisine bu nüfuzlarını kullanıp bu kuruluşun bizim üstümüze gelmemesini sağlamalarını istiyorduk.’’
RUSYA'DAN SİLAH: ‘‘Yine Seyit'le Rusya'dan Kafkasya üzerinden sevk edilen silahlar meselesini görüştük. Bu silahlar zaman zaman İran'da takılıyordu. Bu meseleyi Seyit ile bizim temsilciliğimiz görüşüyordu’’
HASTANEMİZ VAR: ‘‘İran'da hastane bulunduğunu ve bizim orada 100 kadar personelimiz olduğunu İran hükümeti bilir. İran hükümeti bu şekilde gerek bize taviz vererek, gereğinde zor kullanarak gerek bizi, gerekse İran'daki Kürtleri denetim altında bulundurmaktadır.’’
* * *
Apo'nun anlatımları birkaç ay kadar önce bu köşenin konuğu olan Eşref Kılıç'ın öyküsüne çok benziyor... Sıkılmazsanız, Eşref'in başından geçenleri bir kez daha hatırlatalım...
1972 Suruç doğumlu Eşref Kılıç, Çanakkale 18 Mart Üniversitesi'nde okurken kandırıldı. Sevdiği kızla birlikte PKK'ya katılmak üzere uzun bir yolculuğa çıktı. Genç çiftin ilk durağı Romanya oldu.Örgütün diğer dağ kadrosu adaylarıyla birlikte Bulgaristan'a geçildi. Düzenlenen ERNK kimlikleri pasaport gibi kullanılarak Yunanistan'a giriş yapıldı.
Yunan Gizli Servisi'nin elemanları Kılıç'a bomba eğitimi verdi. Ancak Eşref Kılıç, Yunanistan'daki kamp yaşamına alışamadı. Sevgilisi ile kaçış planları yaparken yakalandı, 40 gün çadır hapsi aldı. Cezası bitince sevgilisinin Atina'ya yollandığını öğrendi. Örgüt, Eşref Kılıç'ı Suriye'ye yollamaya karar verdi. Ama Eşref Kılıç Türkiye'yi yeğledi.
Bunun üzerine Yunanistan'dan Almanya'ya, oradan da İran'a geçti... Sonrasını ifadesinden aktaralım: ‘‘Tahran'da İran uyruklu iyi Türkçe konuşan bir örgüt elemanının evine götürüldük. Evde yaralılar vardı. Devlet hastanesine tedaviye gidiyorlardı.Dört gün sonra Urumiye'ye götürüldük. Azeri otobüs şoföründen Türk Konsolosluğu'nun yerini öğrendim. Konsolosluğun bahçesine atlayarak sığındım...’’
Yarına Almanya'nın Apo planlarına değineceğiz.
Paylaş