TÜRK Hazinesi 2004 hesabını 8.5 milyar dolarlık ABD kredisini yok sayarak yapmak zorundaydı.
Çünkü TBMM'nin onayını gerektiren kredi anlaşmasındaki ‘‘Kuzey Irak'a iznimiz olmadan giremezsiniz’’ şartını hükümetin gözü yemedi. ABD'nin ‘‘paranız hazır’’ sinyalinin üstünden aylar geçmesine rağmen Türk tarafı bir türlü cesaretini toplayamadı.
Son bir umut Başbakan'ın ABD gezisine kaldı. İncirlik kolaylığı, Kıbrıs'ta çözüm adımlarının Türkiye ve ABD'yi yakınlaştırdığı kesin...
Gerçi Başbakan'ın kurmayları, ABD Kongresi'nin kredi anlaşmasına koyduğu şartın kaldırılmasını beklemiyor. Ama örneğin Dışişleri Bakanlığı Danışmanı Ahmet Davudoğlu'nun önerdiği ‘‘Başkan Bush'un sözlü garantisi’’ güven bunalımının aşılmasına yardımcı olabilir mi?
Diyelim ki, Bush, Beyaz Saray'daki görüşmenin ardından çıkıp Türkiye'nin Kuzey Irak'ta elini rahatlatan güçlü ifade kullandı.
O zaman; 1) Hükümet rahatlar, krediyi kullanır mı? 2) Muhalefet ve Silahlı Kuvvetler seçim yılındaki başkanın sözüyle tatmin olur mu, bekleyip göreceğiz. Ama kesin olan, ABD kredisi gelmezse Hazine'nin dış finansmanda zorlanacağı!
MEDYA NOTU... MEDYA NOTU...
ESKİDEN kolaydı, gazeteler ikiye ayrılırdı. Doğru haber yazanlar ile yalan basanlar. Şu sıralar yeni kategori eklendi: Haber körleri. Yani bazı haberleri hiç yaz(a)mayanlar. Sebebi medya-siyaset-ticaret üçgeninde gizli. Bu üçgene sıkışanlar yargıdaki rüşvet operasyonunu görmezden geliyor.
Sadece bu kadarı bile medya-siyaset-ticaret üçgeninin yargı sayesinde köşelendiğine (köşe döndüğüne?) yeterli kanıt sayılmaz mı?
4*4 Hızlı okuma
Sapık ilan edilen taksici İstanbul'da çalışan 18 bin taksiden vardiya usulü ekmek yiyen 30 bin şoförden sadece biri... Unutmayın ki taksici denilince akla ilk gelen haber sıfatı ‘‘kurban’’. İstanbul'da geçen on yılda cinayete kurban giden taksici sayısı 44. (Kıyas açısından; New York'ta on yılda öldürülen taksici sayısı 243.)
Taksicinin sermayesi, aracından kat kat pahalı plakası. Taksi plakasının devir fiyatı geçen yıl 155 ile 175 milyar lira arasındaydı. Yılbaşı zammıyla 200 milyar liranın üstüne çıktı. Buna karşılık Şükrü Kızılot Hoca'ya göre taksicilerin geçen yılki ortalama vergisi ise aylık 5 milyon 450 bin lirada kaldı. Yani asgari ücretlinin bile altıda biri kadar!
Türk Standartları Enstitüsü, sanki meraklısı varmış gibi taksici standardını ilan etti (7 Eylül 2003). Taksici kriterlerine birkaç örnek: Türkçe'yi doğru konuşmak, okuduğunu anlamak, düşüncelerini sözlü, yazılı, resim ve çizimlerle anlaşılır biçimde ifade etmek, dört işlem gerektiren hesapları yapmak, harita ve kent planını okumayı bilmek.
Malum martta yerel seçim var. Muhtemelen çoğunuz taksi şoförlerine ‘‘kim kazanacak?’’ anketi uyguluyorsunuz. Artık IMF bile öğrendi, fırsat bulunca İstanbullu taksiciden ekonomik brifing alıyor. (Bakınız: IMF Türkiye Masası eski şefi Cottarelli ve Vezir Güvercinlioğlu'nun (34 TFV 98) 7 Ocak 2000 tarihli, Havalimanı-Sultanahmet arası zirvesi.)