Enis Berberoğlu: IMF'yi doğru anlamak






Enis BERBEROĞLU
Haberin Devamı

ERCAN Kumcu'nun eline sağlık, son ekonomik krizde IMF'yi sorumlu bulan mektubunun İngiliz Financial Times Gazetesi'ne yayını ile başlayan tartışma giderek daha eğlenceli hal alıyor...

Singapur'da yayımlanan The Strait Times Gazetesi'nin 15 Mart tarihinde çıkan yorumda Fon'un Güneydoğu Asya, Rusya, Meksika ve son olarak Türkiye'deki operasyonları eleştirilerek ‘‘Asıl IMF'nin kurtarılması gerekiyor’’ başlığı kullanıldı. Anlaşılan IMF biraz alındı ki, Gazete'nin 21 Mart tarihli nüshasında IMF'nin Dış İlişkiler Direktörü Tom Dawson'un yanıt mektubu yayımlandı... Dawson, mektubunda Türkiye ile ilgili olarak özetle şu görüşü savundu:

‘‘1999 ortasında iktidara gelen Türk hükümeti, mali reformlar yapılması ve enflasyonunun kontrol altına alınması amacıyla, IMF'nin de desteğiyle, kendi ekonomik programını oluşturdu. Bu program, önceleri önemli başarılar elde etti. Programla ilgili sorunların geçen Kasım ayında ortaya çıkmasının ardından atılan adımları ise başka hiç kimse değil, sadece Türkiye kararlaştırdı.’’ (http://straitstimes.asia1.com.sg)

* * *

Önümüzde iki seçenek var: 1) Tom Dawson kara cahil veya dalga geçiyor 2) Metindeki diplomatik dilin satır aralarını daha iyi okumak gerekiyor...

Türkiye'nin 22 Kasım'daki kritik kararı neydi?

Bu kararla IMF ile yollar neden ayrıldı?

Her iki sorunun da yanıtı o tarihte siyasi kulislerde dolaşan dedikodularda gizliydi... Koalisyona yakın kaynaklar, kasım krizi sırasında IMF'nin Türkiye'ye devalüasyon önerdiğini, ancak Ankara'nın şiddetle karşı çıktığını biraz da kahraman edasıyla aktarıyordu...

Açıkçası 22 Şubat devalüasyonuna kadar bu iddiayı yerel efsane saydık, birkaç kaynaktan teyidine karşın inanmak istemedik.

Döviz kuru çapasına dayalı programdan neden vageçildiğini hálá anlamadık... Devalüasyonun mali veya reel sektörün sorunlarını nasıl ve hangi vadede çözeceğini merak ediyor, sabırla bekliyoruz.

Ama konumuz bu değil.

* * *

Ercan Kumcu dünkü yazısında Merkez Bankası'nın döviz satışı ihalesinde miktar sınırlamasına gitmesini eleştirirken, bu kararda IMF'nin etkili olduğu imasında bulundu... Dövizde tayınlama pek sık rastlanan uygulama değil. Bir bankacının hatırladığına göre son olarak Rusya'da denendi... Üstelik dış borçların ödenmeyeceğinin ilanından önce değil sonra... Dolayısıyla dış piyasalarda olumlu sinyal olarak algılanması çok kuşkulu bir yöntem.

22 Kasım, 22 Şubat ve 28 Mart ekseninde düşünürsek...

IMF kur artışını rezerv erimesine tercih ediyor...

Çünkü Türk siyasi otoritesinin kasım ayından sonraki adımlarından emin değil... Olası krizde IMF parası yerine Türk parasının harcanmasını istiyor.

O yüzden IMF'den para beklemek yerine krize girmemeye çalışmak daha akıllıca olacaktır.

KARŞI GÖRÜŞ-KATKI

‘‘Orta ölçekli bir dış ticaret firmasının sahibiyim. Yaşadığımız krizden doğan zararımız kendi ölçülerimize göre çok çok büyük. Hatamız maalesef hükümetimize güvenerek, çıkaracaklarına söz verdikleri kanunlar neticesinde uygulayacakları programı destekler nitelikte pozisyon almış olmamız. Sonuç olarak yediğimiz koca bir kazık ve ALDATILMA. Türkiye pozisyonundaki bir ülkenin zenginlikleri ve insan dinamiği göz önüne alınırsa yerinde sayması ve hatta geri gitmesi, bu ülkeyi yöneten insanların ya bilgisiz ve basiretsiz, ya da kasıtlı olduklarını düşündürüyor. Her iki sebepte de bu insanların görevlerini bir an önce terk etmeleri ve hesap vermeleri gerekir. Yerlerine gelecek insanların da bozulmamaları için başta seçim sistemi olmak üzere, halen uygulanmakta olan yarı sosyalist, devletin her alanda patron olduğu sistemimizi revize etmemiz gerekli diye düşünüyorum.’’ (Naci CİNİSLİ)

Yazarın Tüm Yazıları