Paylaş
GÜLERİZ aslında ağlanacak halimize misali, bu haftayı fıkrayla açmak istiyoruz... Çıkaracak çok ders var gibi...
Kızılderili kabilesi sonbaharın son günlerinde şefe danıştı:
- Büyük Şef sizce bu kış soğuk mu geçecek?
Aslında hiçbir fikri olmayan Şef temkinli davrandı:
- Bence öyle... Ormana gidip yakacak toplayın...
Kabile ağaç kesip, odun stoklarken Şef işi sağlama almak için Meteoroloji Genel Müdürlüğü'ne telefon açtı:
- Sizdeki verilere göre kış soğuk mu geçecek...
- Evet, bizce soğuk geçecek...
Bu teyidi de duyunca Şef kış hazırlıklarına hız verdi... Ama aradan bir hafta geçti, havalar hálá iyi gidince şüpheye düştü, yeniden meteorolojiyi aradı:
- Emin misiniz bu kışın çok soğuk geçeceğine...
- Hem de çok soğuk olacak...
Bu alarm üzerine kabile yakındaki köye gidip battaniye, kalın kazak-çorap almaya başladı... Ne var ki havalar sanki inadına gayet iyi...
Şefin tepesi attı, Meteoroloji'yi aradı:
- Kardeşim nereden çıkardınız kışın soğuk geçeceğini...
Telefondaki memur da kızdı:
- Kör müsün birader, Kızılderililerin nasıl deli gibi ağaç kesip, çalı-çırpı topladığını görmüyor musun?
***
Şefliğin álemi yok... Gelin sakin kafayla düşünelim...
Bu ülkede döviz talebi kabaca üç nedene bağlıdır...
1) Büyüme dönemlerinde kamu ve/veya özel kesimin ithalat talebi yükselir, döviz ihtiyacı artar...
Bugün bırakın büyümeyi küçülüyoruz, bu nedenle dövize talep beklemek abes...
2) Bankaların yüksek açık pozisyonları, yani döviz borçları devalüasyon tehdidi arttığında paniğe yol açar... Bankalar borçlarını daha yüksek kurdan ödememek amacıyla dövize hücum eder...
Bildiğimiz kadarıyla bankalara açık pozisyonları karşılığında döviz kağıdı verilmesi hazırlıkları sürüyor. Dolayısıyla bu yönde baskı en azından şimdilik muhtemel gözükmüyor.
3) Sokağın, yani tasarrufçunun talebi ki, üçü içinde en tehlikelisidir. Çünkü halkın hücumu bir gecede banka hesaplarını veya piyasadaki nakit parayı dövize çevirir... Dolarizasyondan dönüş çok zordur.
Şimdilik halk TL'den kaçmadı. Çünkü henüz dövizin pahalı olduğunu düşünüyor.Kurun aşağı çekileceğini umuyor
***
Son günlerde piyasada ‘‘İkinci Dalga’’ lafı dolaşıyor... Çünkü Şef (Hükümet) ve Meteoroloji (IMF) tıpkı fıkradaki gibi davranıyor.
Kabilenin yani halkın sinirini bozuyor...
Hükümete gelince, orta vadeyi kurtarmaya çalışırken burnunun dibindeki çukura yuvarlanacağa benziyor.
Hep birlikte dua edelim de, ikinci dalga olmasın.
Aksi halde hepimizi yıkar geçer...
KARŞI GÖRÜŞ-KATKI
‘‘Sayın Kemal Derviş... Diyelim ki bir mucize oldu ve siz bütün kokuşmuşları silip süpürüp bugün iktidara geldiniz. Türkiye hemen yarın bu krizden çıkar. O zaman yastık altlarındakini derhal size teslim eder, her sıkıntıya da seve seve katlanırız. Ama diyelim ki, mevcut sistemde, mevcut partilerden birine girer veya eski kaşarlara ortak olursanız size destek vermeyiz. İşte şu anda tablo bu kadar net. İşin özü bu.’’ (Emre SÖNMEZGİL)
‘‘Başarısız siyasetçilerimiz Sayın Sezer'e yaptıklarının aynısını Sayın Derviş'e yapmaya başladılar. Bu pişkin siyasetçilerden zaten bundan başkası da beklenemez. Ülkem artık bu insanlardan kurtulmak istiyor. Kurtulmak değil aynı zamanda vatana ihanetten yargılanmalarını bekliyor. Artık yeteeeer.’’ (Kadir ÇANKAYA)
‘‘Sayın Rıdvan Budak hükümette Çalışma Bakanı olarak yer alsaydı, hükümet için yine aynı eleştirilerde bulunacak mıydı? (Hakan SARUHAN)
Paylaş