Paylaş
EĞER Başbakan Bülent Ecevit için yeterli olacaksa, hemen belirtelim:
Beyaz Enerji kod adlı yolsuzluk operasyonu asker ve sivil güvenlik güçlerinin tam işbirliği sayesinde yürütülüyor...
Daha ayrıntıya girersek;
1. Operasyon için düğmeye Jandarma'ya bağlı Kaçakçılık ve Organize Suçlar biriminin basması herhangi bir idari kararın sonucu değil... Yolsuzluk hakkında ilk bilgiyi veren muhbir 2.5 ay kadar önce bu birime başvurarak operasyonun adresini belirledi.
2. Jandarma ihbarı ciddiye aldı, ancak operasyonu yürütecek teknik ve kadro altyapısına sahip olmadığı için Emniyet'ten yardım istedi. Emniyet Genel Müdürlüğü elindeki tüm imkánları jandarma için seferber etti.
3. Teknik takip tabir edilen telefon dinleme, şirket yapılarıyla ilgili arşiv bilgileri sayesinde operasyon hızla ilerledi.
* * *
Sonuç olarak DGM Savcısı'nın önüne konulacak kanıtlar toplandı.
Soru: Enerji Bakanlığı'nda en üst düzey bürokratlarına kadar uzanan gözaltı kararı nasıl alındı?
İddia: Bakanlık'ta rüşvetler konsorsiyum çatısı altında toplanıyor. (İfade bize ait değil.)
Soru: Elde rüşvetle ilgili kanıt var mı?
İddia: Ele geçen rüşvet parası var.
Soru: Vurgunun boyutu ne kadar?
İddia: Dün itibarıyla soruşturma üç ayrı trafo ihalesinde odaklanmış durumdaydı... Ama bilgisi sınırlı muhbirin yerine soruşturmanın ilerleyen aşamalarında alınan ifadeler devreye girdikçe rakamın büyümesi bekleniyor.
* * *
Hürriyet Gazetesi'nde dün yayınlanan haber gördüğümüz kadarıyla soruşturmanın jandarma ayağıyla ilgiliydi... Ama hemen yanında İçişleri Bakanı Sadettin Tantan'ın operasyonun emniyet-jandarma işbirliği ile yürüdüğü yönündeki açıklamasını da okuduk...
Dolayısıyla, Kürtçe TV, eğitim veya ifade özgürlüğü gibi konularda TSK'ya akıl sormakta beis görmeyen siyasetçilerin yolsuzluk soruşturması gibi tamamen adli bir konuda gösterdikleri asker alerjisini anlamak, kabullenmek mümkün değildir... Rüşvetin belgesi olmadığı gibi hırsız yakalayanın da üniformasına bakılmaz...Hele askeri ihtilallere selam duranların jandarmanın yasayla çizilen adli tahkikat yetkisine demokrasi adına itirazını kimse yutmaz...
* * *
Yanılma payımız konusunda peşinen affınıza sığınarak gözlemimizi dikkatinize sunmak isteriz:
Yolsuzluk dosyalarında ilerlemek isteyen savcılar siyasetçilere ulaşabilmek amacıyla bürokrasi üstündeki baskıyı artırma yolunu deniyor.
Bankalarda trilyonluk vurgun ortada iken murakıp raporlarını rafta bekleterek soyguna hizmet eden siyasi isimlerin teşhiri bürokrasiye düşüyor...
Enerji operasyonunu da aynı çerçevede algılamak doğru olur.
KARŞI GÖRÜŞ-KATKI
‘‘Siyasi irade af çıkartacağım diyerek halktan oy topladı. Affın zararları nasıl asgariye indirilebilir, çıkacak mahkûmlara nasıl iş bulunur, bunu köşenizde çok kere işlediniz ama hiçbir şey yapılmadı. Şimdi en kolay yol olan, ‘çıkan kişiler şunu yaptı, bunu yaptı' demekle sorumluluklarımızdan kurtuluyor muyuz?’’
(M. Güler)
Paylaş