TAYİNE gidenler ‘‘Hakkári, bundan sonrası yok gayri’’ diye hayıflanır. Ama Hakkári'de yaşamaktan zoru bu ilde eğitim alıp üniversiteye girmeyi başarmaktır.
Her yıl ünivesite sınav sonuçları açıkladığında görülür ki, Hakkári ya sonuncudur (2002 ve 2003'te) veya sondan birkaç basamak yukarıda.
Hakkári Yüksekova'yı dolaşırken eğitim kara deliğinin basit rakamlardan fiziki gerçeğe dönüşmesine tanıklık ettik. İlçe nüfusu 100 bin dolayında. Kesintisiz göç alan ilçede öğrenci sayısı 20 bin kadar. Yani nüfusun beşte biri. Çocuklar ilkokula 50 kişilik sınıfta başlıyor.
Yüksekova'nın 13 ilköğretim okulu her yıl 1500 kadar mezun veriyor. Diplomayı alan lise kapısında kuyruğa giriyor. Kuyruk diyoruz; çünkü talihi yaver gidenler Anadolu Lisesi (200 öğrenci) veya Çok Programlı Lise'ye (300 öğrenci) kapağı atıyor, kalan 1000 öğrenci düz lisenin yolunu tutuyor.
400 öğrenci kapasiteli lise, sadece birinci sınıfına 800 öğrenci kaydolunca mecburen ilköğretim okulundan yardım istiyor. Lise bir öğrencileri bir ilkokulun tek katına sığmaya çalışıyor. İnşaatı yıllardır süren yeni lisenin iskeleti utanç abidesi gibi işlevsiz duruyor.
Bırakın eğitim-öğretim kalitesini, öğretmen açığını, spor ve sosyal faaliyet eksikliğini... Fiziki okul binası ihtiyacı bile karşılanamayan Hakkári, üniversiteye giriş sınavında sonuncu olursa kimin günahıdır?
Türkiye'de ilköğretim çağında 10 milyon 300 bin öğrenci okuyor. Ama her yıl eğitim patikasından ayrılan 640 bin öğrenciyi hesaba katmak gerekiyor. Hele bunlardan 200 bini hiç okul kapısından geçmiyorsa. Ve sakın uzaklara gitmeyin, okul yüzü görmeyen 36 bin öğrenci İstanbul'da oturuyor.
4*4 Hızlı okuma
Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Müdürü Hüseyin Çalık'a göre eğitim kaçakları içinde kız çocuklarının payı daha yüksek. Çalık, ‘‘Öğrenci dökümüne göre erkeklerin payı yüzde 53, kızların yüzde 47. Doğumda eşite çok yakın paya sahip olduklarına göre, okutulmayanların çoğu kız’’ diyor.
İlköğretimde her yıl 640 bin öğrenci kaybı devam ederse sekiz yıl sonra 5 milyon eğitimsiz nüfus aramıza katılacak. Dolayısıyla Milli Eğitim'in ilk ve öncelikli hedefi, kaçağı önlemek. 30 öğrencilik sınıflarla ve karma-tekli eğitim vermek ikinci ve üçüncü hedefler.
UNICEF raporuna göre ilköğretime devam oranı kızlarda yüzde 69 iken erkeklerde aynı oran yüzde 74'e yükseliyor. Ortaöğrenime kayıt oranı kızlarda yüzde 48, erkeklerde yüzde 67. UNICEF'in tespiti: ‘‘Türkiye'de her beş kız çocuğundan birisi çeşitli nedenlerle okulu bırakıyor.’’
Medya ve batıklar
Mesleğe başladığımız yıllarda, batan bankaların peşinden sürüklediği medya (Hisarbank ve Güneş Gazetesi gibi) için üzülürdük. Ama artık kötü yönetilen medya grupları yüzünden banka batar hale geldi. Üstelik batık banka ödeme planlarında ‘‘medya spreadi’’ bile oluştu. Yani medya sahibi batık banka patronları, borcu diğerlerine göre çok daha düşük faizle ödeyecek. Bu rezaleti ayıplamak ama meseleyi sadece ‘‘medya savaşı’’ saymak korkarız ki bir dahaki adıma yol açar ve medya borçları silinir!
Peki ne yapmalı diyenlere: 1) Batık bankalardaki medya sahipliğine bağlı ayrıcalıklı faizden vazgeçilmeli, 2) Her batık bankacıya tek tip, standart sözleşme sunulmalı, 3) Tahsilat süreci/oranı şeffaf olmalı.