HAFTALIK formata dönünce tek konu yerine kısa kısa gidelim istedik.
* * *
Tıpkı sizler gibi Necip Hablemitoğlu suikastının fail-i meçhul dosyalar rafındaki yerini aldığını düşünüyorduk ki, yeni/çarpıcı iddialar duyduk:
Ankara'da iyi haber alan çevreler, Necip Hablemitoğlu'nun ilk ve yaygın kanaatin aksine yazdıkları nedeniyle değil henüz yazamadıkları yüzünden susturulduğunu düşünüyor.
İddiaya göre Hablemitoğlu'na bir Türk cemaatinin Kafkasya'da ABD Gizli Servisleri ile ortak çalıştığı yolundaki -basına da yansıyan- Rus belgeleri ulaştı. Hablemitoğlu bu dosyayı açıklayamadan vuruldu.
Dosyada yer alan bilgiler Necip Hablemitoğlu'nu yakından tanıyan görevliler tarafından ciddi bulundu.
Necip Hablemitoğlu'nun, Türk cemaatinin yardımıyla Kafkasya'ya sızmak isteyen dost ve müttefik bir ülkenin gizli servisinin -veya taşeronlarının- kurbanı olabileceği kuşkusu üzerine gidildi.
Necip Hablemitoğlu suikastında elde sadece senaryolar değil kanıt da var. Suikast silahının 14'lü Browning olduğu zaten malumdu. Son bilgi silahın temiz olmadığı, yani daha önceki bir suçta kullanıldığı.
Hablemitoğlu dosyasında her an bir sürpriz beklenebilir!
* * *
Hükümetin ekonomi politikasındaki belirsizliğe rağmen piyasalar neden sakin... Veya Türkçe meali ile kur ve faizdeki istikrarın arkasında hangi beklenti yatıyor? Muhalefetin ekonomik kurmayıKemal Derviş'in yakın çevresine yaptığı analizi aktaralım:
ABD'nin veya IMF'nin illa Türkiye'ye nakit savaş yardımı yapması gerekmez. Aslında böyle bir yardım beklemek de yanlıştır.
Ama ABD hazinesi, Türkiye'nin 2003 nakit açığını finanse etmek için gerekli dış borçlanmaya kredi garantisi tanıyabilir.
Bu seçenekte ABD hazinesinden tek cent çıkmaz ama Türkiye rahatlıkla borçlanarak ve IMF parasına muhtaç kalmadan yılı atlatabilir.
Doğaldır ki bu borcun faizi IMF'ye göre yüksektir. Ayrıca yabancı yatırımcılar, Türkiye'nin borç/milli gelir oranının düşmediğini de görecektir. Yani mesele sadece günü kurtarmaktan ibaret kalacaktır.
Ama zaten piyasalar da günlük kayıp/kazanca göre işlediği için kur ve faizde çok yüksek dalgalanma yaşanmayabilir.
* * *
Türk iş dünyası, Irak savaşının faturası konusunda ABD'yi sıkıştırmaya hazırlanıyor. Çünkü;
11 Eylül'den sonra verilen söz tutulmadı. Nitelikli Sanayi Bölgeleri gibi kritik pazarlık konularında ilerleme sağlanamadı.
ABD yönetimi, yeni krizin faturası için de kamuoyu önünde bağlayıcı ifade kullanmadı, Türk iş álemi tatmin edilemedi.
Washington bu mesajı anlamış olacak ki, ABD Büyükelçisi Robert Pearson bu hafta içinde Türk iş dünyasının önde gelen isimleriyle buluşacak, onları ikna etmeye çalışacak.