Paylaş
Bugün aslında yazı malzemesi çok başlık var önümüzde...
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu'nun ‘‘Ne kadar hortumlandı bilmiyoruz ama herhalde hortumlama olmasaydı Türkiye bu krizlere duçar olmazdı, maruz kalmazdı’’ sözlerini aktaran haberlerin mürekkebi kurumadan toplanan MGK'da kimin yüzü kızardı acaba?
Veya geçen hafta Bakanlar Kurulu'nda Kemal Derviş'in kolunu büküp esnaftan sonra köylüye de avanta dağıtma kararını çıkaranlar dün Hazine'nin çektiği ‘‘ödenekleri asla aşmayız’’ restini nasıl karşıladı, hazretlere sorup da yazması pek keyifli olurdu inanın...
Haberler hep aynı çatlağa işaret ediyor... Uçurumun bir yanında ‘‘Ekonomiyi siyasetin tecavüzünden kurtarın’’ diye çırpınan Kemal Derviş (ve komutanlar?), diğer yakasında ‘‘Siyaseti ekonomi için feda edemeyiz’’ bahanesine sığınan Başbakan ile temsil ettiği yerleşik düzen...
Dış dinamiklerde Türkiye'ye yardım konusunda ABD-Almanya çekişmesini de hesaba katarsak, Türkiye'nin yakın tarihin en kritik haftalarından birisini yaşayacağını ileri sürmek pek yanlış olmaz herhalde...
* * *
Şu sıralar her türlü haberin Türkiye'nin yaşadığı ekonomik krize endeksli düşünülmesi kaçınılmaz... Dolayısıyla Çeçen eyleminin Rusya ile diplomatik ilişkilerde yaratacağı hasarın yanı sıra bu ülkeden gelecek turist sayısına etkisini de hesaba katmak zorunludur...
Kremlin sözcüsünün ‘‘Türkiye'ye seyahat etmeyin tavsiyesinde bulunacak bir konuma gelmeyi arzu etmedikleri’’ uyarısı ciddiye alınmalıdır... Rus turizm acentelerinin Türkiye turlarını iptali düşünmediklerini açıklamaları iyi haberdir... (Kaynak: Strana. Ru Ajansı, 24 Nisan 2001)
Ne var ki yine Rus medyasında Çeçen eylemcilerin tamamen Ankara'nın kontrolünde olduğu iddiasını taşıyan çok sayıda haber/yorum yer almaktadır.
Örneğin Swissotel baskınından birkaç gün önce 19 Nisan tarihli Moskovsky Komsomolets Gazetesi'nde Alaxander Hinsthtein imzasıyla yayımlanan haber-yorumda Rusya'daki Türk gizli servis faaliyetlerinden yakınıldı.
Geçen yıl Rusya'nın sadece iki bölgesinde toplam 6 Türk ajanının yakalandığı ileri sürülen haber-yorumda bu rakamın büyüklüğünün anlaşılabilmesi için tüm ülkede toplam 30 yabancı gizli servis görevlisinin ele geçtiğinin hatırda tutulması gerektiği vurgulanıyor...
Rus muhabir bu iddialarına kanıt olarak bir isim de veriyor: Çeçen kökenli Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı İshak Kasap...
* * *
İshak Kasap ismini daha önce hiç duymadık, sizin de duyduğunuzu sanmıyoruz... Kısa bir internet araştırması bu isimli bir Türk vatandaşının 23 Mayıs 1995 tarihinde Çeçenistan-Dağıstan sınırında yakalanmış olduğunu ortaya çıkardı... Diğer bilgiler Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Grigory Karasin'in 1 Haziran 1995 tarihli basın brifingi kaynaklı... Moskova'nın iddiasına göre Kasap ve arkadaşı Öztürk (ön ismi bilinmiyor) Türk gizli servisinden sağladıkları sahte kimlik, para, fotoğraf makinesi ve video kamerası ile birlikte ocak 1995'te Çeçenistan'a sokuldu. Cevher Dudayev'le temasa geçerek faaliyette bulunması öngörülen Kasap'ın yakalandıktan sonra ülkedeki çok sayıda Türk ajanının ismini verdiği, hatta Dudayev'in karargáhını ziyaret eden bir MİT yöneticisinin de adını açıkladığı ileri sürüldü. Türkiye'nin Moskova Büyükelçisi Dışişleri Bakanlığı'na çağrıldı. Ankara'nın İshak Kasap'ın resmi görevli olduğu iddiasını yalanladığı ancak Kuzey Kafkasya Abhaz ve Çerkezler Birliği üyesi olduğu bilgisini teyit ettiği iddiası da yine Rus sözcü tarafından aktarıldı. (Kaynak: Rus TASS Ajansı, 1 Haziran 1995)
* * *
Dünyanın her yanında örtülü operasyonlarla ilgili gerçekler ve propaganda birbirine karışır. Çünkü tanım gereği bu işler hakkında gerçek bilgi temini zordur... Hatta bilgiye ulaşılsa dahi yayını yasalara göre suçtur. Dolayısıyla Rus iddiaları hakkında Ankara'dan herhangi bir açıklama beklemek iyimserlik sayılabilir. Ne var ki herkesin işini yaparken daha özenli davranmasını beklemek gerçek gündemi tartışmayı sabırla bekleyen Türk vatandaşlarının hakkıdır.
KARŞI GÖRÜŞ-KATKI
‘‘Otel basıp ilgisiz insanları rehin alan bu ilkel yaratıklara ‘terörist'ten başka sıfatla hitap edenler ‘teröre yardım ve yataklık' suçunu işliyorlar. (...) geri zekálı değil midir Rusya'ya uyguladığı vahşet için fırsat verip yol açan?’’ (Nazmi TÜRK)
‘‘Ben İngiltere'de ekonomi üzerine master yapmakta olan bir Türkiye Cumhuriyeti genciyim. Hálá anlayamadığım terörizmden bu kadar çekmiş bir ülke nasıl kendi ülkesinde yapılan bir terör eylemini çete eylemi gibi gösteriyor, bu teröristlere hiçbir şey yapılmıyor, bazı yazarlar bunları destekliyor. Benim gönlüm Çeçenleri desteklese de bu terörizme son derece karşıyım’’ (Rumuz: ÜMIT)
Paylaş