Türkiye’ye ifade özgürlüğünü kısıtlayan 301’inci maddenin değişmesi için Avrupa Birliği kaynaklı telkinler sürerken AB üyesi Fransa’da Ermeni soykırımına karşı çıkanlar için hapis ve para cezası öngören yasa tasarısı sosyalistlerin girişimiyle Temsilciler Meclisi’nin 12 Ekim gündemine alındı.
Ankara’da diplomatik kaynaklar, "Bu tasarı, TCK’nın 301’nci maddesinden bile beter" diye tepki gösterdi.
FRANSIZ Meclisi, 29 Mayıs 1998’de aldığı bir kararla sözde Ermeni soykırımını tanımıştı. Bu yıl sosyalistler tarafından gündeme getirilen tasarı ile de sözde soykırımın inkárı halinde 5 yıla kadar hapis ve 45 bin Euro para cezası öngörüldü. Ancak Türk Hükümeti’nin girişimleri sonuç verdi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Viyana’da Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac ile AB-Latin Amerika liderleri yemeği sırasında görüştü ve Chirac, Erdoğan’a tasarının "yoğun gündem" nedeniyle Temsilciler Meclisi gündemine alınmayabileceği mesajını verdi. Chirac’ın dediği oldu, Meclis’in 18 Mayıs oturumunda tasarı gündeme alınmadı.
ERMENİSTAN ZİYARETİ
Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac’ın bu haftasonu Ermenistan’a yapacağı ziyaretin hemen ardından Fransız Temsilciler Meclisi, Ermeni soykırımı inkar edenlere ceza verilmesini öngören tasarıyı ele alacak.
Tasarı Temsilciler Meclisi’nde kabul edilirse, Senato’ya yollanacak. Senato’nun da kabulü halinde yasa Chirac’ın önüne gelecek. Fransa Cumhurbaşkanı’nın yasayı veto hakkı bulunuyor, ancak seçim yılında bu yetkisini kullanması çok olası gözükmüyor.
3 KÖTÜ SONUCU VAR
Ankara’daki diplomatik kaynaklar, tasarının yeniden gündeme gelmesini, yaratacağı sonuçlar dikkate alındığında 3 açıdan eleştirdi:
Türkiye, soykırım dosyasının Türk ve Ermeni tarihçiler tarafından bağımsız bir komisyonda ele alınması açılımını geliştirdi. Fransız tarihçiler de bu çalışmaya davet edildi. Fransız Meclisi’nin alacağı siyasi karar bu çabaları boşa çıkartır.
Başta Fransa olmak üzere Avrupa Birliği, Türkiye ile Ermenistan arasındaki ilişkilerin düzelmesini, geliştirilmesini istiyor. Sözde soykırıma karşı çıkmanın cezalandırılması, ilişkilerin mevcut düzeyinin korunmasını bile zorlaştırır.
Türkiye’de ifade özgürlüğünün kısıtlandığı eleştirileri gündemde iken önce Hollanda’da soykırımı tanımayan Türk adayların seçim listelerinden dışlanması, ardından Fransa’da soykırım tasarısının gündeme gelmesi talihsiz bir zamanlama oldu. Çifte standart, Türkiye’de AB karşıtı eleştirilerin artmasına neden olur.