Fark zenginliktir üniformaysa ayırır

ALMAN gazeteci salona, "Bir oyun oynayalım mı?" diye seslendi, ardından ekledi:

- Size üç soru yönelteceğim. İçinizden geçen ilk yanıtı hatırınızda tutun...

Ardından saymaya başladı (isterseniz siz de içinizden soruları yanıtlayın):

- Bir renk.

- ...

- Bir alet./images/100/0x0/55eb354bf018fbb8f8b2610b

- ...

- Bir müzik enstrümanı.

- ...

Sıra yanıtlara gelince Alman gazeteci yine salona hitap etti:

- Renk deyince aklına önce "kırmızı" gelmeyen var mıydı?

Salondan tek tük el kalktı, konuk gazeteci devam etti:

- Peki alet olarak "çekiç" düşünmeyen.

Yine az sayıda dinleyici farkını gösterdi, son yanıta gelindi:

- Düşündüğümüz müzik enstrümanı da herhalde "piyano" oldu.

Salondan itiraz yerine hayret dolu gülüşler yükselince testi uygulayan Alman medya yöneticisi, öldürücü finalini sahneledi:

- Bayanlar baylar, bir salon dolusu gazeteci aynı sembollerle/sınırlarla düşünüyorsa, bastığımız gazete ve dergilerin, TV yayınlarının farklılaşması mümkün olabilir mi?

Küresel
ve sınırsız dünyada, fast food kültüründe, farkını yitiren sadece medya mı?

Yoksa dünya artık tek kutuplu, tek tip düzene mi geçiyor derseniz, sanırım ikincisi.

O zaman her nevi fark (Alman gazetecinin de aradığı) aslında zenginlik sayılmaz mı?

Ve herkesin lacivert takımla dolaştığı başkentte türbanlı eş farkına kızılır mı?

Kesinlikle hayır. Zaten türbanlı bürokrat eşlerine 20 yıl önce de (Özal hükümetinde) rastlanır ve fazla yadırganmazdı. Galiba türbanın fark olmaktan çıkıp üniformaya dönüşmesidir asıl tepkiye yol açan. Çünkü malum, üniformada gönüllülük usulü geçmez, zorunluluk esastır. Üniformanın yetkisi kadar sorumluluğu da vardır. Polis ve asker silah kullanır, doktorla hemşire tedavi etmeye mecburdur.

Üstelik üniformanın herkesi tek tipe indiren, ötekiyi dışlayan özelliğini de unutmayın.

Başı açık kadının kocasının devlette terfi edemeyeceğine kanıt gibi duran tesettürlü bürokrat eşlerinin toplu (ve sembol) fotoğrafı... Acaba birilerinin umduğu gibi örnek teşkil ederek İslami hassasiyeti mi artırır; yoksa ahaliyi iyice dinden imandan mı çıkartır?

Sanırım bu soru hakiki müminleri daha çok ilgilendirir, kafa yormalarını gerektirir.

Hani meydanlar türban

yasağı yüzünden doluyordu

Merkez Bankası’na atama kavgası türban meselesini yine kaşıdı.

Üniversite kapısındaki kızlarla tesettürlü bürokrat eşinin ne ilgisi var ki?

Olur mu, birisinin eğitim hakkı, diğerinin eşinin terfisi önlenmek isteniyor.

Aradaki tek benzerlik ne biliyor musun, AKP’nin vücut dilinden anlamaları.

AKP türbanı ne üniversitede, ne de resmi dairede çözebildi.

Peki sence türban hálá yasaksa meydanlar neden boş, nerede binlerce protestocu.

AKP iktidarda olduğu için yumuşak davranıyorlar, başkası olsa kıyamet kopardı diyorsun.

Aynen öyle, karikatür krizindeki gösteriler bile ne kadar cılız kaldı hatırlasana.

Demek ki tıpkı şarkıdaki gibi; masum değiliz, hiçbirimiz.
Yazarın Tüm Yazıları