Paylaş
Elin oğlu ABD Başkanı'nın Türkiye gezisinde nükleer patlamayla deprem yaratıp suikast düzenlemeyi düşünüyor da, biz neden geri kalalım.
Aslında bu ülkede komplo teorisine ilham kaynağı konu çok...
Mesela dün sabaha karşı esrarengiz bir operasyonla Meclis'ten geçen, Çankaya Köşkü'nden onay alıp Resmi Gazete'nin mükerrer sayısına yetişen faiz vergisini düşünün...
Mübarek sanki vergi yasası değil Irak'ı işgal planı... Tasarıya son anda gizlice ekleniyor. Köşk alarmda bekliyor. Kırmızı muhalif kuvvetler henüz uykudayken onayı basıp Resmi Gazete'ye yolluyor...
Böylece operasyon bitti sanılıyor...
Ama zor biter.
* * *
Deprem yüzünden vergi toplanamaz hale düşülüp üstüne bir de harcamalar artınca anlaşılan devletin zirvesi çaresiz kaldı.
Çünkü bu ülkede, tarım zaten vergisizdir. Kira vergisini toplamak zordur. Bu yüzden işçi ve patron milli gelirden aldıkları payın çok üstünde oranda vergi ödemek zorunda kalır. İşin acısı toplanan bu vergilerin büyük bölümü iç borç yoluyla ve faiz olarak devlet kasasından uçup gider...
Faiz kazancının vergisi, ücret ve kára göre daha az olunca, her boy ve türdeki yatırımcı ‘‘rantiye’’ diye aşağılanır.
Peki faizden neden yeterince vergi alınmaz derseniz...
Çünkü bu ülkenin en büyük borçlusu devlettir.
Faize vergi gelirse, borç verenler faizi artırır. Sonuçta devlet koyduğu ek vergiden fazla faiz öder hale gelebilir.
* * *
İşte dünkü jet operasyonda bu yaman çelişki aşılmaya çalışıldı.
Eğer ek vergi bugünden itibaren ihraç edilen bono ve tahvillere konulsaydı, Hazine yine faiz baskısı ile karşı karşıya kalacaktı.
Oysa ek vergi daha önce satılan bono ve tahvillere konuldu, 1 Aralık 1999 tarihinden sonraki iç borç senetlerine bu verginin uygulanmayacağı peşinen açıklandı. Böylece hem yüklü bir gelir sağlandı hem de gelecek borçlanmalara vergi yoluyla yansıyacak faiz artışından kaçınıldı.
* * *
‘‘Peki komplo teorisi faiz vergisinin neresinde?’’ diye sorarsanız...
Usulünde efendim, yönteminde. Çünkü malumunuz vergi geriye dönük salınmaz, Anayasa'ya aykırıdır.
Gerçi yüce mahkeme karar verene kadar bu vergiler Hazine'nin kasasına çoktan girer ama yine de hukukun delindiği gerçeği ortadadır.
İkinci olarak devlete para satmaktan başka hiçbir gelir kapısı olmayan bazı küçük bankalar bu operasyonla ciddi bir sarsıntı geçirir. Devletin sırtına yeni bir batık yükü binebilir.
Bu işin başka ve daha kolay yolu yok muydu?
Akıl öğretmiş gibi olmayalım ama, eğer devlet gerçekten tasarrufa gidecek, enflasyon hakikaten hız kesecekse, faizlerdeki düşüş eğiliminin sürmemesi için herhangi bir neden yoktu.
Yani düşük faizin ve daha fazla verginin ekonomik anahtarı da ortadaydı.
Ama hükümet zor ve zorba yolu seçti.
Geçmiş icraatına bakıldığında daha temmuz ayında baskılara dayanamayıp vergi yasasında büyük tavizler veren bu hükümetin samimiyetine inanmak güç.
İş dünyasından bu kez hukuka uygun düşen itirazlar yükseldiğinde hangi gerekçeyle direneceğini anlamak daha da zor.
O halde komplo teorimizin kilit sorusunu yöneltmekte sakınca yok:
- Hükümet yoksa faiz vergisi toplamamak için mi bu yolu seçti?
Paylaş