ANKARA HER terör eyleminin mutlaka siyasi hedefi vardır.
Zaten terör ancak bu yolla başarı umudu yitirildiğinde biter.
Diyarbakır’da 15 ay arayla patlayan iki bomba, bu kuralın istisnası değil.
Yalnız bakıyorum, bazen fail-i meçhul yorumlar bomba kadar hasar verebiliyor.
Mesela, Başbakan ve Genelkurmay Başkanı’na Diyarbakır ziyaretinde aynı soru yöneltildi.
Bombanın ardında komşu ülkenin (İran’ın) bulunduğu iddiası ortaya atıldı. Gerçi askeri ve siyasi liderler böyle bir istihbaratı doğrulamadı, ama soru işareti akıllara takılmış oldu.
Gelin birlikte akıl yürütelim... Bu işin arkasında İran’ın olması ancak iki yolla mümkün:
a) İran bir yandan Kandil’i bombalıyor, diğer yandan Diyarbakır’ı.
b) PKK’nın ABD destekli kolu PJAK, yani Washington bombadan sorumlu.
Türkiye’nin son dönemdeki en yakın iki müttefiki birden töhmet altında.
Eğer istihbarat doğru değilse... Ama burası çok önemli, doğru değilse...
O zaman üzerine bina edilecek her teori ancak PKK propagandasına hizmet ediyor.
* * *
Bomba hakkında verilen demeçlerde geçen aynı cümlenin önü ve arkası da önemlidir.
Başbakan, "Bu hunhar eylemler bizim terörle mücadelede azim ve kararlılığımızı daha da artırmaktadır. Bunun için daha ileri, daha da geliştirilmiş bir demokrasi diyoruz" diyor.
DTP Genel Başkan Yardımcısı Emine Ayna ise bombalı saldırıyı kınarken PKK’ya dönük askeri operasyonlara son verilmesini istiyor, "Kürt sorunundaki çözümsüzlüğü" sorumlu tutuyor.
Yani her iki siyasetçi de "demokrasiden" söz ediyor.
Ama biri sadece PKK’ya yetecek kadar talep ediyor.
* * *
Diyarbakır bombası, Türk siyasetinin ve devletinin aczini göstermedi. Aksine PKK’nın TCK 221’in genişlemesinden, Anayasa’da yeni açılımlardan ne kadar korktuğunu kanıtladı. Bazılarının iddia ettiği gibi bombalar yağarken yeraltındaki mağaralarda saz çalınıp türkü çığırılmadığı da belli.
PKK geçen yıl dış desteğini tamamen yitirdi, bu yıl içeriyi de kaybediyor.
Büyük Oyun’a devam
GEÇEN hafta bu köşede Türkiye, İran, Pakistan, Afganistan fay hattını yazdık.
Afganistan dışında kalanların nükleer güç veya o yolda olduklarını hatırlattık.
Yazının çıktığı gün petrolün varil fiyatı 100 doları aştı, denkleme eklendi.
Dünyanın enerjiye en aç iki ülkesi, Çin ve Hindistan.
Hazar enerji kaynakları için en ucuz taşıma güzergáhı Afganistan-Pakistan hattı.
Bir kol Karaçi’den sıcak denize inecek, diğeri Hindistan ve Çin’e uzanacak.
Milyar dolarlık bu proje ancak Afganistan ve Pakistan’ın istikrara kavuşmasıyla mümkün.
5 Kasım’da Beyaz Saray’da PKK dışında sadece tek krizin altı çizildi: Pakistan.
İran sorunu ABD açısından yarını bekleyebilir, ama Pakistan acil çözüm bekliyor.
Başbakan, 2007 yılında Irak’ın AB ile ilişkilerin önüne geçeceğini söyledi, haklı çıktı.
2008 yılında Orta Asya irtibatı gündemde ilk sıraya oturursa hiç şaşırmayız.