1970’li yıllarda hümanizm sosyalizmle karıştırıldı. O kadar kan bu yüzden döküldü.
Ama hiçbir zaman intihar saplantısı yaşanmadı. Kızıldere’den bile sağ kurtulan çıktı.
PKK ve/veya DHKP-C’nin canlı bomba eylemlerinin;
Ne sol gelenek ve mirasla,
Ne de Avrupa’dan ithal 1968 ruhuyla en ufak alakası yok.
TEK SEBEP YOKSULLUK MU?
İntihar bombacılarının profili terör eylemlerinin yoksulluk gerekçesiyle izahına ters düşüyor. Harward Üniversitesi’nden Alberto Abadie’nin bulgulara göre, canlı bombaların çoğu;
Orta gelirli ailelerden geliyor,
Lise veya üniversite diplomaları var,
Psikolojik dengeleri bozuk,
Karizmatik lideri takipte sadıklar.
Ankara’da Adalet Bakanlığı kapısında vurulan canlı bomba Eyüp Beyaz’ın 25 yıllık kısa hayatı bu profile tıpatıp uyuyor: Ardahan doğumlu Beyaz, Ardahan Yatılı İlköğretim Bölge Okulu’nu bitirdi. Çıldır Lisesi’nden 4.53 not ortalamasıyla diploma aldı. Eylül 1996’da kayıt yaptırdığı Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Giresun Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği Bölümü’nden 16 Şubat 2001’de 2.55 not ortalaması ile mezun oldu.
HAÇLI SEFERİNDEN MİRAS
İntihar eylemlerinin beşiği Ortadoğu’dur... Hasan Sabbah’ın haşhaşileri Batılı suikastçilerin isim babasıydı. Haçlı Seferleri sırasında Tapınak Şövalyeleri yine coğrafyada düşmanlarının eline geçen bir gemiyi içindeki 140 Hristiyan’la birlikte yaktı. Zaten İkinci Dünya Savaşı’ndaki Japon Kamikaze’ler sayılmazsa neredeyse tüm canlı bombaların ve/veya intihar saldırılarının bu coğrafyada yaşanması, eylemcilerin bu topraklarda yetişmesi rastlantı değil. Çünkü intihar eyleminin en güçlü motifi, tamamı Ortadoğu kaynaklı kutsal kitaplarda yazan şehadet vaadi!
İşte, ‘Eyüp Beyaz nereye koşuyor?’ sorusu bu açıdan önemli.
1970’lerde bağımsız, demokratik ve kalkınmış Türkiye talebinin adresi Avrupa’ydı.
Türkiye Ortadoğu’nun takipçisi değil modern/laik öncüsü sayılırdı.
Bugünse belli ki PKK ve DHKP-C giderek Ortadoğu batağına saplanıyor.
Avrupa değerlerine her gün daha fazla yaklaşan sol gelenekten iyice kopuyor.
O yüzden Eyüp Beyaz’ın koşusu da, ölümü de anlamını tamamen yitiriyor.
Çapalar yerinden oynuyor
TÜRKİYE’de son on yılda işlerin iyi gitmesi iki çapanın yerinden oynanamasına bağlı: 1) AB’ye tam üyelik hedefinden sapılmamalı, 2) IMF destekli reformlardan vazgeçilmemeli.
İlk çapa Avrupa’nın yaşadığı derin krize ek olarak hükümetin anlamsız Kuran kursu ve imam hatip inadıyla gevşedi. IMF’nin istediği iki yasayı yumurta kapıya dayanana kadar erteleyen hükümet ancak son dakikada harekete geçti. Sosyal güvenlik Meclis’ten geçse bile muhtemelen yürürlük tarihi bir yıl gecikecek. Oysa üstteki iki tabloya bakılırsa o yasaya bir buçuk yıl sonra değil bugün ihtiyacımız olduğu görülür. Yarın belki de çok geç olacak!