Ergenekon: Torba ve çorba

Mesela Kürt (demokratik) açılımını tartışıyoruz.

Bakıyoruz ki, CHP’ye Kürt andıcı Ergenekon radarında.

İnanın parmak ısırıyorum.

Hatırlıyorum.

* * *

Yaklaşık on yıl kadar önce.

2000 Temmuz ayında Türk solunda Kürt tartışması çıktı.

Merhum Bülent Ecevit Başbakan’dı, partisi zordaydı.

Rakibi CHP’yi “Kürtçülükle ve Kürt partisiyle seçim işbirliği ile” suçladı.

CHP itiraz edince, devletin gizli istihbarat raporlarını kanıt gösterdi.

İşte bu tartışma sürerken posta kutuma CHP andıcı düştü.

Özetlersem, CHP 1999 yılı baharında yeni bir söylem edindi.

Yaklaşan seçim için “Halkla Birlikte Çözüm” toplantıları düzenledi.

Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı Diyarbakır toplantısını izledi.

Bana ulaşan andıç sayfalarına göre şu kanaate vardı:

“1. Alınan bir bilgiden; CHP’den bazı kişilerin Avrupa’daki PKK terör örgütü mensupları ile görüşerek yakında CHP’nin il ve ilçe örgütlerinde seçimlerin olacağını, ilçelerdeki yönetimlerin eski Genel Başkan Deniz Baykal’ın elinde olduğunu, bu konuda örgütten destek istediklerini belirttikleri,

PKK terör örgütü sözde başkanlık konseyinin Avrupa’daki teröristlere;

1) Deniz Baykal’ın sözde Kürt sorununa olumsuz yaklaştığını,

2) İl ve ilçe örgütlerinin Baykal’ın elinden alınmasının uygun olduğunu,

3) Bu konu ile ilgili söz konusu şahıslara destek verilmesini, verilecek destek ile Baykal’ın özellikle Güneydoğu bölgesindeki etkisinin kırılabileceğini belirttiği tespit edilmiştir.”

* * *

Merhum Bülent Ecevit’in attığı taşla kaç kuşu hedeflediği belliydi:

Andıcın yazıldığı tarihten o güne gelindiğinde CHP’de yönetim değişmişti. Başbakan eski yönetimi Kürtçülükle, yenisini Kürt düşmanlığı ile suçluyordu. Üstelik sırtını devlet belgesine dayıyordu.

İyi hoş da devletin belgesi doğru muydu?

Ne yazık ki ve çoğunlukla olduğu gibi: Hayır!

Bir kere o projenin koordinasyonunu üstlenen Yakup Kepenek’in de söylediği gibi toplantılar sadece Güneydoğu’da ve Kürt seçmen odaklı düzenlenmedi.

CHP’nin yeni söylemi üç büyük ilde, dokuz bölgede tanıtıldı.

İkinci olarak adı ve işi istihbarat olan birim duyduğunu anlamaktan acizdi.

Şöyle ki, raporun yazıldığı tarihte CHP Genel Başkanı olan Altan Öymen’le ilgili bölümler maddi hata doluydu:

1) Altan Öymen’in konuştuğu toplantı raporda yazıldığı gibi 8 Mart değil 8 Nisan tarihindeydi.

2) Altan Öymen’in değindiği Türk Ceza Kanunu ile Terörle Mücadele Kanunu’ndaki maddeler birbirine karıştırıldı.

3) Altan Öymen’in “Değiştirilsin” dediği maddelere ilişkin önerisi rapora “Kaldırılsın” diye geçirildi.

Aslında bu kadar vahim hatayla CHP ipten kurtulduğuna şükretmeliydi.

* * *

Ezcümle CHP andıcının Ergenekon çöplüğünde hak ettiği yeri alması doğaldır.

Çünkü giderek amacından sapan, iddianameleri Manas Destanı’na dönüşen bu davada yerde bulunan kâğıt parçası bile dosyaya ekleniyor.

Öyle ki Veli Küçük gibi davanın numaralı sanıkları bile bir yana bırakılıyor.

Gündemdeki isim/kurumlara haysiyet infazına zemin hazırlanıyor. �

* * *

Ergenekon’u savunanlar bile torba mantığına karşı.

Ama davayı torba gibi kullanmanın amacı ortada.

Bu sayede pişen çirkef kazanından herkes nasibini alıyor.

Her muhalif fani bir gün Ergenekon’u tadıyor.