Ekipler amiri ruhu

ANKARA
"POLİSİN son dönemdeki başarılarını kendisine mal eden siyasi iktidar hakkında bazı kuşkular taşıdığı muhakkak. Çünkü polislerin Başbakan’ı, saygı ve şakayla da karışık olsa ’ekipler amiri’ diye kod adıyla anacak kadar meslekten saydıkları İstanbul’da konuşuluyor.

Başbakan’ın polisin önemli operasyonlarına gidecek ekipleri bizzat seçtiği yine emniyetin günlük dedikodusu. Dolayısıyla soru ortadadır. Türkiye’nin en kritik soruşturmasında kim, kimden neyi saklıyor? İktidar mı saklıyor, yoksa iktidardan mı saklanıyor? Anlatırlarsa öğreniriz."

* * *

Yukarıdaki satırların Recep Tayyip Erdoğan’la ilgili olduğunu sandıysanız... Ergenekon soruşturmasını yürüten polislerin Başbakan’a kendi aralarında "ekipler amiri" diye seslendikleri izlenimi aldıysanız, peşinen söyleyelim, fena halde yanıldınız.

Çünkü önüne ve ardına tırnak açarak aktardığımız bu satırlar yeni değil.

Yaklaşık 10 yıl önce, 16 Aralık 1998’De yine bu köşede yayımlandı.

O dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz, yürütülen soruşturma ise Susurluk’tu.

İkisinin de kaderi hakkında yeterince fikir sahibisiniz, tekrara gerek yok.

* * *

Peki, TV dizisi Türkçesiyle flash back’e, yani geri dönüşe neden lüzum gördüm?

Açıkçası, 25 Şubat’tan bu yana medyaya yansıyan bazı iddialar yüzünden.

Önce internet medyasında Başbakan’ın Emniyet Genel Müdürü’nden Ergenekon brifingi aldığı yazıldı. Ardından cumartesi günü Yalçın Bayer bu iddiayı köşesine taşıdı. Pazar günü Cüneyt Arcayürek bu iddiaya bir de Başbakan’la Ergenekon Savcısı’nın görüştüğü duyumunu ekledi.

Başbakanlık Sözcüsü Akif Beki, bu iddiaların tamamını çok ağır dille yalanladı.

(Son durum: Akif Beki’nin açıklamasına aykırı düşen, itirazı gerektiren ek bilgi yok.)

* * *

Amma ve lakin soruşturmaya siyasetçi ilgisi ne yazık ki Türkiye’nin geleneği.

Şimdi hukuki sakıncalarını, ahlaki sorunları sıralayıp kafanızı ağrıtmamayım.

Daha kestirme gidip, kıdemli polis şefiyle taze diyaloğumu aktarayım:

- Başbakan’ın soruşturmaya karışması, generalin erle sipere girmesine benzer...

- Neden?

- General olaya tepeden bakabilmeli, siperdeki askere vereceği emir yelpazesi daralmamalı.

- Aynı seviyeden bakmakta ne sakınca var ki?

- Siperi girenin sadece iki seçeneği vardır. Ya vurulur, ya da vurur.

Bu sohbetin beni açmadığını fark edince, son bir hatırlatmada bulundu:

- Unutma ki, Tansu Çiller’i de, Mesut Yılmaz’ı da istihbaratçılar bitirdi.

Ergenekon soruşturmasında siyaset izini ısrarla aramam da bu yüzden.

Akif Beki’nin açıklamasını son derece ciddiye almam da aynı nedenle!

Hem soruşturmanın, hem de siyasetin selametini gözetmek zorundayız.

Cheney’ye tek soru

ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney’ye tek bir soru hakkım olsaydı, Irak Özel Temsilcisi Büyükelçi David Satterfield’in şu açıklamasını hatırlatırdım: "Ancak biz şuna inanıyoruz: PKK konusu kapsamlı bir çözüm gerektiriyor. Kapsamlı çözüm diyerek sadece askeri veya güvenlik alanındaki adım veya faaliyetlerden bahsetmiyorum, ancak aynı zamanda sosyal ve siyasi ölçülerden de bahsediyorum. Bu aynı zamanda af ismiyle veya başka bir isim altında, af konseptini de içeriyor."
Yazarın Tüm Yazıları