ANKARA SON 20 yılı aşkın zamandır siyasetin kara deliği hep terör oldu.
1980’den bu yana hiçbir iktidar (askeri yönetim dahil) başaramadı.
Kürt meselesi ile terörle mücadeleyi ayıran kırmızı çizgi giderek soluklaştı.
Yabancı başkentlerde Türkiye "askeri demokrasi" diye anıldı.
Çünkü Güneydoğu’da sadece terörle mücadele askere bırakılmakla kalmadı.
Kaymakamı da, doktoru da, öğretmeni de askerdi o bölgenin.
Devlet sadece üniformayla çıktı halkının karşısına.
Abdullah Öcalan’ın yakalanması, işte o yüzden büyük fırsattı.
Sivil bürokrasi ve yaşam kalitesi bölgeye geri döndü.
AKP’nin bölgedeki seçim başarısı, halkın tercihine de kanıttı.
Ama ben son bir işaret fişeği bekliyordum. O da hafta sonunda geldi.
Nasıl ki, 20 yıldır Güneydoğu ile baş edemeyen merkezi hükümetler bir daha seçilemediyse... DTP’de de geçen üç ayda TBMM ve kamuoyu önünde maalesef iyi sınav veremeyen yönetim değişti.
Ahmet Türk’ün yerine gelecek isim Fırat Anlı olarak belirlendi.
Diyarbakır Yenişehir Belediye Başkanı hakkında kanaat muhtelif.
30’lu yaşların ortasında bir avukat.
Kimisine göre "şahin", bazısı tam aksine "güvercin" diyor.
Bekleyip göreceğiz, ama mühim olan taşların yerinden oynamasıdır.
Ambargo zaten vardı
HABUR kaynaklı haberlere göre kamyon trafiğinde yarı yarıya azalma var.
Bana sorarsanız son ambargo kararı, aslında fiili durumun ilanından ibaret.
Gümrüklerde aylardır Irak’ın kuzeyine (Kuzey Irak denilince ülke sanılıyor) sevkıyata dönük yavaşlatma uygulanıyor. Gerekli belgeler nedense (?) zamanında yetişmiyor.
Türkiye’nin ambargoyu sadece Barzani’nin gümrük gelirleriyle sınırlı tutması yerinde bir karar.
Irak’ın kuzeyinde yaşayan soydaşlara da zarar verecek ambargo için daha erken gibi geliyor bana.
Kuzeyi tanıma bölücülük
MESUD Barzani’nin Ankara’ya önerisi iki yönden sakıncalı:
Mesud Barzani, "Türkiye benimle doğrudan konuşsun" talebinde bulunurken elinde "PKK kozu" bulunduğunu ima ediyor, ki iyi komşuluk ilkesine uymuyor.
Türkiye doğrudan Barzani ile masaya oturursa, sadece PKK kartının gücünü kabullenmekle kalmayacak, Irak’ın merkezi yönetimini de by-pass edecek.
Dolayısıyla Barzani’nin önerisi, Ankara’dan çok Bağdat’ı rahatsız etmeli.
Eğer Talabani sadece kuzeyin değil ülkenin Cumhurbaşkanı ise...
Mesut Barzani’yi sadece son önerisi nedeniyle bile olsa "bölücü" ilan etmeli.