Enis Berberoğlu: Derviş'in ilk icraatı






Enis BERBEROĞLU
Haberin Devamı

DEVLET Bakanı Kemal Derviş'in ilk icraatını merak edenler bugünkü Bakanlar Kurulu'nu dikkatle izlesin...

Koalisyon hükümetinin yurt geneline yayılan esnaf eylemlerinde tansiyonu düşürmek için alacağı zoraki destek kararlarına bütçe sınırı Derviş'in 15 acil yasasından birisinde yer alan hükümle konulacak.

Dilerseniz Derviş yasası olmasa, hangi yol izlenirdi, şimdi ne yapılacak rakamlarla konuşalım... İcraatın kıymetini anlayalım...

*

Hükümet bugün esnafa açılan kredilerde faizi düşürecek (haberlere göre yüzde 50 düzeyi düşünülüyor), ayrıca belki de taksitlendirme imkánı sunacak... Bu görev zaten yasası gereği esnaf-küçük sanatkárı koruma ve kollaması zorunlu Halk Bankası'na düşecek...

Eski ve yeni uygulamadaki ciddi fark işte burada yatıyor...

Mevcut uygulamada Halk Bankası vatandaştan yıllık yüzde 100 faizle topladığı parayı esnaf ve sanatkára yüzde 50 faizle veriyor... Dolayısıyla açtığı her yüz liralık kredide en az 50 lira zarar ediyor... (En az dememizin sebebi yüz liralık kaynağın tamamını kullanamaması nedeniyle...) Bu işi hükümet emriyle yaptığı için adına ‘‘görev zararı’’ deniliyor... Görev zararı dipsiz kuyu gibi... Ne süresi belli, ne de harcanacak para... Üstelik Bakanlar Kurulu'nun emrindeki Hazine müflis müşteri gibi kamu bankalarına ‘‘yaz tahtaya, al haftaya’’ taktiği uyguluyor... Biriken görev zararı rakamları tıpkı batık kredi gibi kamu bankalarını zarar ettiriyor, yüksek faizle para toplamalarına yol açıyor.

Peki şimdi ne olacak diye soruyorsanız...

TBMM Genel Kurulu'nda çarşamba günü oylanacak Bütçe Yasası değişikliğinin dördüncü maddesi Ziraat ve Halk Bankası tarafından verilecek faiz desteğinin 2001 yılı için toplam 400 trilyon lirayı aşmasını yasaklıyor.

Yani Halk Bankası'ndan açılan kredilerde her yüz lirada 50 lira zarar örneğimizden yola çıkarsak, bu zararın toplamı bütçeye peşinen konulan ödenek rakamını aşmıyor...

Bütçedeki ödenek bitince Halk Bankası esnaf-sanatkára, Ziraat Bankası çiftçiye ‘‘pardon’’ demek zorunda kalacak. Ayrıca siyasetçinin el kesesinden hovardalığı bankacılık sistemine fatura edilmeyecek. Çünkü kamu bankaları siyasetçiye ‘‘para peşin, kırmızı meşin’’ muamelesi yapacaklar, Hazine kapısında alacakları için yıllarca beklemeyecek, çok yüksek faizle borçlanmayacak.

*

Bu uygulama siyasi şeffaflık açısından çok ama çok önemli...

Çünkü daha önce de yazdığımız gibi siyaset bankasız kalacak.

Dahası iktidarlar her yıl peşinen tarım için, küçük esnaf ve sanatkár için ne kadar destek öngördüğünü ve bu parayı nereden-nasıl temin edeceğini açıklamak zorunda kalacak... Beğenirsek oy vereceğiz, uymazsa yenisine bakacağız. Özetle Kemal Derviş'in bu ilk icraatı devrim niteliğindedir.

KARŞI GÖRÜŞ-KATKI

‘‘Türkiye'ye her an dönecek gibi hazır fakat her gün bulunduğu ülkedeki kurum için çalışan, yurtdışında birçok vatandaşımız var. Kemal Derviş de bilir, bu çalışkan gençler ülkesini sever ve görev almaya da hazırdır. Devlet elinde tuttuğu lojmanları yarı fiyatına döviz karşılığı bu gençlere satarsa ve karşılığında belli bir kamu hizmeti ya da Türk bankalarında bir döviz mevduat hesabı açtırmasını isterse 3 şey gerçekleşmiş olur; 1. devletin ihtiyaç duyduğu döviz girişi açılacak banka hesapları ile, 2. devletin acil ihtiyaç duyduğu nakit lojman satışı ile, 3. devletin her zaman ihtiyaç duyacağı vasıflı iş gücü sağlanmış olur.’’

(Salih GÜNDÜZ/ ABD/NJ)

‘‘Memleketimizin yarısı ne kadar iç ve dış borcumuz var çok merak ediyor. Bununla ilgili bize net rakamlar verebilir misiniz. Beş ay sonra doğacak bir çocuğum var. Doğmamış bebeğimin ne kadar borç ile dünyaya geleceğini bilmek en doğal hakkım diye düşünüyorum.’’

(Murat TAŞÇI)

Yazarın Tüm Yazıları