Dava öncesi, sonrası

ANKARA
AKP’ye açılan kapatma davası, olası seçim sonuçlarını nasıl etkiler?

İstanbul’da dolaşan ankette, iktidar partisinin oy oranı yüzde 44 dolayında gözüküyor.

AKP açısından ilk bakışta fena gözükmese de, seçimden hemen sonra yüzde 54’e kadar çıkan oy oranı ile kıyaslandığında 10 puan kadar gerileme söz konusu.

Yalnız dikkatinizi çekerim: Bu ankette kapatma davasının doğrudan etkisini görmek mümkün değil. Çünkü bunun için davanın hemen önce ve sonrasında ölçüm gerekli.

Yani biraz talih işi... Kamuoyu araştırma şirketlerinden birisinin talihi yaver gitti.

2 bin 600 kişiyle yürüttükleri saha çalışmasının 2 bin 200 kişisiyle görüşme 14 Mart Cuma akşamına kadar tamamlandı... Elde edilen ilk sonuçlara göre iktidar partisinin oyu -tarihinde ilk kez seçimdekine göre gerileyerek- yüzde 40’a kadar inmişti.

Cuma akşamı kapatma davası açılınca anket şirketine gün doğdu:

Anket yapılmayan yaklaşık 400 kişiye kapatma davası da soruldu,

Daha önce anket yapılanlara telefonla ulaşılarak görüş alındı.

Sonuçta AKP oyunun kapatma davasıyla yeniden yüzde 46’yı biraz aştığı ortaya çıktı.

Kamuoyu şirketinin adını açıklamamam istendi. Sadece iktidar partisinin çok güvendiği ve politika geliştirirken veri aldığı bir şirket olduğunu söylemekle yetineceğim.

Dolayısıyla AKP’nin, "Bugün seçime gitsek yüzde 50-60 oyla geri döneriz" iddiasına temkinle yaklaşmak gerekiyor. Kapatma davası şoku sırasında bile AKP’nin oy oranı, seçimdekini (yüzde 46.7) yakalayamadı. Belki bugünkü, yani mesele soğuduktan sonraki oy oranı daha düşük bile çıkabilir.

Bu son cümleyi asla temenni saymayın, tahmin olarak kabul edin.

Çünkü kapatma davası öncesinde, seçmenin AKP’ye en çok kızdığı alan ekonomiydi. İşsizlik, pahalılık, gelir dağılımı bozukluğu, iktidar partisine ağır hasar verdi.

Siyasette genel kuraldır, ekonomik açıdan iyimsek olmayanlar iktidara oy vermez.

O yüzden belki de bu kısa analiz;

1) Başbakan’ın neden erken seçim haberlerine/önerilerine kızdığını,

2) Anayasa değişikliği için referandumu son seçenek olarak gördüğünü,

3) Karşı hamle/strateji için frene basarak, ortamı yumuşatıp zaman kazandığını izaha yardımcı olabilir, ne dersiniz?

Kerkük’ün değeri arttı

SONUNDA OPEC’in Cezayirli Başkanı baklayı ağzından çıkardı, "Petrolün varil fiyatı 200 dolara çıkabilir" uyarısında bulundu. Petrol fiyatının seyri doların değerine yakından bağlı, ancak meselenin bu yanı konumuz değil. Diyelim ki, petrol 200 dolara çıktı veya asgari mevcut fiyat düzeyini korudu, ne olur? Neredeyse dört yıl önce (Hürriyet, 31 Ekim 2004) petrol daha 50 dolarken ortaya koyduğumuz tez doğrulanır: Kerkük, aşiret kavgasına kurban edilemeyecek kadar değer kazanır.



Yazarın Tüm Yazıları