Enis Berberoğlu: Dallamaya iadeli taahhütlü yanıt

Enis BERBEROĞLU
Haberin Devamı

On sekiz puanlık bir partiyi atlayan bakar-kör medyanın seçim analizine ne kadar itibar edilir, o ayrı mesele...

Ama gözünüzde hálá üç kuruşluk itibarımız kaldıysa, dikkatinizi İtalyan Başbakanı D'Alema'nın (Türkiye'de tanındığı lakabıyla Bay Dallama) milliyetçi oy patlamasındaki katkısına çekmek isteriz...

Elinizi vicdanına koyun...

Geçen ağustos ayında bu memleketin gündemi, ‘‘Neden seçim yapıyoruz, bu siyasi tablo nasıl olsa değişmez’’ kötümserliği ile yüklü değil miydi?

Peki altı ayda ne değişti ki, geçen seçimin dördüncü partisi 8 puanlık tırmanışla birinci parti oldu... 1995 Aralık ayında barajı aşamayan, İstanbul oyu yüzde 3.70 olan MHP 3.5 yılda 10 puandan fazla yükseldi...

* * *

Geçen ağustos ayı takviminde tek önemli gelişme Türkiye'nin Abdullah Öcalan'ı Suriye'den dışarı uğratma politikasındaki ton değişikliği oldu... Şam'a yönelik ‘‘savaş’’ tehdidi kamuoyu gündeminde ilk sıraya yükseldi, Türk halkı Apo ile yatar-kalkar hale geldi...

Ama Apo'nun Şam'daki rahatını bozmak yetmedi...

Çünkü Türk toplumunun haklı olarak ‘‘katil’’ damgası bastığı Apo, İtalya'da neredeyse devlet töreniyle karşılandı.

Bırakın Türkiye'ye iadeyi, lüks villada VIP misafir gibi ağırlandı.

Yeniden sinirinizi kaldırmak istemeyiz, ama o günleri hatırlayın lütfen... Devlet başkanı edasıyla her gün başka bir gazeteciyi kabul eden Apo... Türk gazetecilerine İtalyan polisinin gözünün önünde saldırıp yaralayan PKK... Ve Juventus maçı...

Politikadan en uzak insanı bile çileden çıkartan manzara. 11 topçu konuğu kimden koruduğu bile belli olmayan 20 bin polis.

Sonrası, bize sorarsanız biraz aşırı tepkiler...

İtalyan mallarının boykotu, İtalyan markasıyla Türk lahmacunu satan dükkánların basılması... HADEP'in açlık grevi yanlışı... Linç girişimleri.

Toplumsal tepkinin en ön safında hep üç hilalli bayraklar...

MHP sloganları, sokaklarda kurt başı işareti yapan gençler...

Apo'nun İtalya'dan ayrılması bile tansiyonu düşürmedi... Çünkü kaşarlı terörist bu kez Yunanistan'ın demirbaş listesine girdi...

Apo'nun yakalanma ve Türkiye'ye getirilme süreci Atina'nın Türk düşmanlığını hangi abes boyutlara taşıyabileceğini kanıtladı. İşte bu ruh hali Apo'nun sapasağlam Ankara'ya getirilmesi ile pekişti. Şehitlikte dökülen gözyaşları duygusal tepkileri kışkırttı.

* * *

Sanırız İtalyan dallamaya tepkiler MHP oyunu yükseltti, Apo'nun yakalanıp Türkiye'ye getirilmesi ve büyük kentlerde yaşanan kör terör dalgası DSP'ye yaradı.

Demek ki merkez sağ partiler veya CHP, ağzıyla kuş tutsa bu seçimde başarılı olamazdı... Çünkü bu partilerin ve hatta -Güneydoğu'da Kürt oylarına talip- Fazilet'in hiçbir söylemi tahrik edilmiş Türk milliyetçiliğini tatmin edemezdi... Türk toplumu bu kez lafa değil icraata oy verdi. Milliyetçi ve hatta devletçi bir refleks gösterdi.

* * *

DSP'nin sol, MHP'nin sağ milliyetçi söylemi, Güneydoğu'ya hapsedilen Kürt milliyetçiliği... Dileriz bu üç tehlikeli eğilim gelecek seçime kadar belirleyici oy depoları olmaktan çıkar... İşin o kısmını zaman gösterecek... Ama acil yanıt bekleyen soru bellidir.

Türk seçmeni DSP ve MHP'ye aşağı yukarı aynı gerekçeyle oy attı. Bu partiler neden ilk iki sırayı paylaştıklarının bilincinde... Ama aynı tabandan, aynı nedenle oy almak, sağlıklı icraat ortaklığına yetecek mi?

İzninizle önümüzdeki birkaç gün bu soruya yanıt aracağız.

Tekin Abi'nin mizahı

TEKİN ve Oğuz Aral'ın sayesinde gülmeyi ve siyasi mizahı öğrenen kuşaktanım... Salacak Öyküleri'ne benzer bir mahalleden yetiştim... Arap Kadri'lerle büyüdüm. Ayrı düştüğüm sanki Tekin Abi değil de gençliğimdir...



Yazarın Tüm Yazıları