IMF Birinci Başkan Yardımcısı Stanley Fischer, Türk ekonomisine ilişkin sorun ve beklenti başlıklarını çok net ifade etti:
İç borcun idare edilebilir düzeyde kalması için faizlerin düşmesi gerekirken hálá yüksek seviyede kalması sorundur...
Buna karşılık enflasyondaki düşüş umut vericidir. Ekonomide bırakın birkaç ayı, birkaç hafta içinde dahi iyileşme sinyali gelebileceği beklentisi vardır.
* * *
Faizi aşağı çekmek için çıpa kullanılması yani piyasaya yön gösterilmesi zorunluluğu kesindir. Bu çıpanın seçimi konusunda süren tartışmaların harareti Stanley Fischer'in ziyareti arifesinde yükseldi.
Türkiye'nin yaklaşık on beş yıldır uyguladığı kur rejiminde olduğu gibi döviz fiyatının önceden tahmin edilebilir kılınmasını çıpa olarak kullanmak isteyen iktisatçılar, bankacılar ve işadamları bir yanda...
Dalgalı kurdan vazgeçmeyen, faizlerin bir an önce aşağı çekilmesini tek çare sayan iktisatçılar ve ekonomi kurmayları diğer yandaydı...
Türkiye'nin son iki ekonomik programının mimarı Stanley Fischer'in hakemliğine başvurulması zorunluydu.
Fischer aslında kararını çoktan vermişti.
Dolayısıyla sadece dinlemekle kalmadı, dalgalı kur rejiminde en ufak revizyona gidilmesine karşı olduğunu anlattı, muhalifleri iknaya yeltendi.
(Böylece aralarında bu satırların yazarının da bulunduğu gözlemcilerin melez çözüm tahminlerini boşa çıkardı.)
Fischer'in sadece Türkiye değil hiçbir ülkede uygulama şansı görmediğikur çıpası ihtimali ortadan kalktığına göre...
Faizlere yön verecek yeni çıpa ne olacak?
Devlet Bakanı Kemal Derviş ile Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti'nin ortaklaşa açıkladıkları yeni enflasyon hedefine ne dersiniz?
* * *
2001 Temmuz-2002 Temmuz arasında Tüketici Fiyatları endeksinin yüzde 30-35 düzeyinde artacağı açıklaması bize enflasyon hedeflemesinin ilk sinyali gibi geldi... Eğer yanılmamışsak, önümüzdeki günlerde;
Para politikası araçlarında yeni enflasyon hedefine göre ayarlamaya gidilecek. Daha açık deyişle enflasyon hedefinin çok üstünde kalan faizler hızla aşağı çekilecek.
Temmuz ayında düşük çıkması beklenen enflasyon rakamı ve faiz indirimi ile piyasaya yön verilecek. (Fischer'in kehaneti böylece teyit edilecek).
Enflasyon ve faiz düşüşünün kura da yön vermesi umulacak. Gelecek endişesinin giderilmesi ile dövize talebin frenlenmesine çalışılacak.
* * *
Ekonomide açılan yeni politika penceresi iç borcun çevrilmesi konusunda yeni imkánları beraberinde getirecek...
Para otoritesi enflasyon ve kurun gerileyeceğini ilan ettiğine göre;
Enflasyona endeksli iç borç káğıtları,
Dövize endeksli iç borç káğıtları ihraç edilecek.
Hatta belki de hem dövize/hem de enflasyona endeksli (hangisi daha yüksek çıkarsa) yeni araçlarla iç borçta vade uzatılması denenecek.
* * *
Merkez Bankası muhtemelen kamuya kaynak aktarmasına yasak gelecek kasım ayı içinde enflasyon hedeflemesi konusunda son hazırlıklarını yapacak... Yıl sonunda yeni sisteme resmen geçilecek...
Ne var ki enflasyon hedeflemesi için vazgeçilmez iki koşulun bu ülkede var olup olmadığını yol yakınken tartışmakta fayda görüyoruz:
İtibar: Enflasyon hedefinin sahibi hükümet ve para otoritesi ikilisinin sözünü tutacağına inananların çoğunlukta olması sistemin işlemesi için ön koşuldur. Oysa gerek hükümetin gerekse bürokrasinin itibarı tartışmalıdır.
Uzlaşma: Enflasyon hedeflemesine geçildiğinde diğer tüm büyüklükler, hedefler (büyüme, istihdam, kur gibi) ikinci derecede önem taşır.
Oysa Türk ekonomisinde enflasyonla mücadelenin birincil önceliğe sahip olduğu konusunda ciddi kuşkular vardır. Hatta enflasyon gerilerken güçlü lobilerin muhalefete geçtiği bilinir.
Bu konuya devam edeceğimize göre, görüşlerinizi bekliyoruz.