Cenazede uzlaşı daha şık olmaz

ANKARAKÜRT meselesinin sadece yakın tarihi bir buçuk asır.

Haberin Devamı

Demem odur ki, bu meselede refleks tepki tehlikeli.

O yüzden ne, “Hemen çözerim” diyenlere inanırım.  Ne de, “Zaten çözülmez” çamuruna yatanlara itibar ederim. Herkesin yek diğeriyle konuşması lazım gelen bu sorunda -şükredin ki daha halklar barışık- küslük hiç olmaz.

Üstelik hayat bana öğretti ki, siyasette inat yöntem değil.

Bakın PKK’nın eylemsizlik hali ay sonunda bitiyor.

O tarihten sonra dua edelim ki olmasın, ama kan dökülürse... Masada buluşamayan siyasi liderler şehit cenazesinde karşılaşacak.

Kimse yanılgıya kapılmasın, akan kan sadece iktidar partisini değil tüm Meclis’i lekeleyecek... Ana muhalefeti, diğer muhalefeti, DTP’yi bile...

Bugün konuşmaya yanaşmayanlar o gün mecbur kalacak.

Sorarım size daha mı şık olacak?

Kent rantında zaten 3 ayrı vergi yok mu?

Haberin Devamı

CAKARTA kaplanı dostu Mehmet Şimşek’in kent rantına dönük vergi önerisini eleştirdim. Murat Karayalçın her zamanki nezaketiyle bu konudaki kitabını yolladı, çok yararlandım. (Konut Bunalımı, Kent Rantları ve Proje Muhafızları, Ocak 2009, Mediform) Bilenler için hafıza tazeleyelim, bilmeyen öğrensin.
Kent rantına dönük üç ayrı vergi ödeniyor zaten:

1) İmara açılan (dolayısıyla değer kazanan) arazi ve arsaların yüzde 40’ına kadarı “düzenleme ortaklık payı” olarak kamuya kalıyor. Bu alanlara okul, park, çocuk bahçesi, karakol vb. yapılıyor.

2) Beş yıl içinde alınıp satılan dükkân, arsa ve konutlarda alış ve satış fiyat farkının yüzde 35’i tutarında Gelir Vergisi ödeniyor.

3) Emlak vergisini zaten biliyorsunuz.

Ayrıca belediyelerin bağış adı altında topladığı haraç her gün yazılıyor, çiziliyor.

Demek ki yetmiyor, yeni vergi koymak istiyorlar.

Canları sağ olsun ama hiç değilse, o parayı yerinde kullansınlar,

Örneğin Murat Karayalçın’ın önerdiği gibi; kentsel dönüşüm fonları kurup, kooperatifler eliyle kullansınlar. Ödediğimiz vergi kaldırım müteahhitlerinin cebine akmasın.

IMF anlaşması yattı

IMF’nin yerin yedi kat dibindeki mezarının haberini Başbakan verdi. Tabutun son çivisini de Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz’a çaktırdılar.  Anlaşmayı en fazla isteyen bürokrata hem de Londra’da “Olmasa da olur” dedirtmek herhalde siyaset sanatıdır.

Şaka bir yana, dikkatimi Yılmaz’ın, “Cari açık düşerken IMF kredisinin önemi azaldı” ifadesi çekti. Türkçe mealiyle Merkez Bankası IMF parası gelirse döviz kurunun daha hızlı düşmesinden korkuyor gibi geldi bana. 

Yazarın Tüm Yazıları