ANKARABİLİYORUM bu yazıyı kimileri 11’inci Cumhurbaşkanı’nı peşinen aklama niyeti diye okuyacak.
Belki tam aksini düşünenler de çıkacak, "dindar cumhurbaşkanı değişmemeli" inadı nüksedecek.
Halbuki bu yazının başlığı temenni veya korkuya değil masum gözlemlere dayanıyor.
30 yıla yaklaşan meslek yaşamımda 4 cumhurbaşkanı gördüm.
Eğer seçilirse Abdullah Gül beşincisi olacak. Geçmiş tüm cumhurbaşkanları Çankaya sürecinde değişti. Abdullah Gül’ün başına aynısının gelmemesi için makul bir sebep düşünemiyorum.
* * *
Dün gün boyu eski telefon defterlerini karıştırdım.
Çankaya sakini dört ismin en yakınlarıyla konuştum.
Hepsine aynı soruyu yönelttim:
- Tanıdığınız lider nasıl ve neden değişti?
Hepsinin üzerinde anlaştığı gerekçe aynıydı.
Çankaya’da siyaset yok. Dahası icraatın oy karşılığı yok.
Bu yokluk -belki de boşluk- siyasetçiyi devlet adamına dönüştürüyor.
Ancak siyaset kozasının kırılması zaman alıyor.
Cumhurbaşkanı veya devlet başkanı refleksleri kolay kazanılmıyor.
Ve başlıkta iddia ettiğimiz gibi; Çankaya değiştiriyor.
Kenan Evren’i düşünün, darbeyle geldi, yüzde 92 oyla seçildi. Turgut Özal başbakanlığında reformlarıyla anıldı ama Köşk’teki son yılında hiçbir icraata geçit vermedi. Askeri darbe mağduru Süleyman Demirel Refahyol’u bitiren süreci yöneterek tarihe geçti. Ahmet Necdet Sezer seçildiğinde muhafazakár medya ile liberaller bayram etti, bugün sadece ulusalcılar tarafından uğurlanıyor.
* * *
Başbakanlık politikaya, Çankaya devlete ipotekli olduğuna göre... 864 rakımlı tepeye son 25 yılda çıkan her siyasetçinin kurduğu partiyle kavga etmesi herhalde rastlantı sayılmaz.
Turgut Özal ve Süleyman Demirel örnekleri ortada iken bakalım Abdullah Gül ne yapacak?
Çankaya Köşkü’nde devlet refleksinin siyasete egemenliğine en çarpıcı örnek başyaverlik kurumudur.
Çankaya Köşkü başyaver ve yardımcısı dört yaver tarafından yönetilir desek yeridir.
Başyaverin talimatnamesi yani görev yönergesi bizzat Mustafa Kemal Atatürk tarafından kaleme alındı ve o günden bu yana değişmedi.
İstisnaları olmakla birlikte genellikle kurmay albaylardan seçilen başyaverlerin Köşk’ten sonraki kariyerleri de parmak ısırtır... Kenan Evren’in başyaveri Çevik Bir,Turgut Özal’ın başyaveri Aslan Günel ve Süleyman Demirel’in başyaveri Reha Taşkesen gibi...
Biliyorsunuz, her askerin odasında doğrudan emir aldığı komutanların fotoğrafları asılı durur. Başyaverin arkasındaki iki fotoğraf Genelkurmay Başkanı ile İkinci Başkan’a aittir. Bu aracısız iletişim haberleşmeye de yansır. Başyaverin kriptolu telefonu doğrudan Genelkurmay’a bağlıdır.
Bu kadarı bile Cumhurbaşkanı’nın aynı zamanda başkomutan olduğuna kanıt sayılmaz mı?
* * *
Abdullah Gül’ün Köşk’te siyasetçiden devlet adamlığına dönüşmesi, eşinin türbanın şeklinden, geride bıraktığı partisinin çizgisinden çok daha önemlidir.