Çankaya değiştirir (2)

ANKARA
ÇANKAYA’ya çıkanın değişeceği analizim, tahmin ettiğim gibi iki uçtan da tepki aldı. "Aman değişmesin" telaşı, "Neden değişsin ki, zaten istediği oluyor" teslimiyetine karıştı.

Bu lüzumsuz paniğin altında yatan iki varsayımı tartışmak istiyorum:

1) Bozuk sicil:

Abdullah Gül, polisle ilk kez 15 yaşında karşı karşıya gelmiş, 23 yaşında içeri alınmış, falan filan... 12 Eylül bu ülkede sağlam sicil bıraktı mı ki, Gül’de kusur arıyoruz. Süleyman Demirel iki kez askeri darbeyle devrildi, Köşk’e çıkmasına engel sayıldı mı? Merhum Bülent Ecevit, Necmettin Erbakan 12 Eylül’de gözaltına alınmadılar mı, siyaset yapmaları Anayasa ile yasaklanmadı mı? Aynı isimler yıllar sonra Başbakanlık koltuğunda oturup MGK’ya katılmadılar mı? İnsanları geçmişteki fikir ve eylemleri ile yargılamaktan vazgeçmek için kaç örnek daha gerekecek. Taç başı akıllandırır, lafının doğruluğunu bugünkü birinci sayfadaki "kırmızı ışık" fotoğrafı da mı anlatamıyor?

2) Muhalefet yok:

Ankara ve İstanbul’da rejimin iflas ettiği yolunda cahil yorumlar duyuyorum. Lafı uzatıp tadını kaçırmak istemiyorum. Ama şu kadarını söyleyeyim, bin yıllık devlet geleneği asla teslim olmaz.

Korkmayın, bu memleket sahipsiz değil. Yeter ki demokratik muhalefeti öğrenelim!

Kabine’yi bilen İkinci Adam

BAKANLAR Kurulu için cuma gününü bekleyeceğiz. Bu arada Ahmet Necdet Sezer’in okumadan geri çevirdiği ilk liste hakkında rivayet muhtelif... Sanırım mevcut Bakanlar Kurulu’ndaki isimler bile Köşk’e yollanan ilk listede yer alıp almadıklarını bilmiyor. O yüzden ben de tahmini bir yana bırakıp listeyi Başbakan’dan başka bilen var mı diye soruşturdum. Sonuçta perşembe günü öğle saatlerinde tamamlanan listeyi Başbakan’la birlikte hazırlayan ismi buldum: Başbakanlık Müsteşar Vekili M. Emin Zararsız... Yeni Bakanlar Kurulu kararnamesini de yine aynı isim hazırlayacak. Tabii ki Başbakan Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla... Hatırlayacaksınız, Ömer Dinçer’in adaylığı sırasında Müsteşar Yardımcısı Zararsız’a "görevde kal" mesajı yollandı. Zararsız’ın bir süre sonra asaleten atanması bekleniyor.

Fransa neden yumuşuyor?

ANKARA’da dün öğleden sonra yerli-yabancıdiplomatlar ve gazeteciler bu soruya yanıt aradı.

Aslında Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin tek bir açıklamasına dayanarak yorum zor.

Ama yine de başkentteki ilk tespitleri paylaşmak gerekirse;

1) İhaleler kaçtı: Fransa, Ermeni tasarısının gündeme geldiği tarihten bu yana Türkiye’de hiç ihale kazanamadı, özelleştirmeden pay alamadı. Son olarak doğalgaz ihalesinden çıkartıldı.

2) AKP iktidarı: Fransa’da CHP-MHP Koalisyonu’na ve AB karşıtı bir iktidara dayanan hesaplar boş çıktı. AKP, eskisinden daha güçlü olarak iktidara gelince Fransa pozisyonunu gözden geçiriyor.

Sarkozy’nin politika değişikliği, Türkiye açısından ne anlama gelecek?

* AB ile müzakere edilen 35 başlığın neredeyse 30’unda ilerleme sağlanacak.

* Tam üyeliğin yanı sıra siyasi birlik öngören diğer maddelere sıra geldiğinde bakılacak. (O tarihte Fransa ve Türkiye’de kimin iktidarda olacağını kim bilebilir?)

Hamas’tan Rusya ilişkisine kadar ABD yanlısı ifadeler kullanan Sarkozy’nin İran ikilemi de ilginç geldi bana: Ya İran’ın bombası olacak veya İran bombalanacak!
Yazarın Tüm Yazıları