Çamaşır pazara düşünce Yeşildirek pahalı kaldı

SAĞINIZA İstanbul Lisesi'ni solunuza da Cumhuriyet Gazetesi'ni alıp Yeşildirek Karakolu'na doğru piyadece salındığınızda vitrinler sırayla ve fakat topluca değişir.

Erkek gömlekçilerini çocuk giyimi takip eder. Yokuşun biraz aşağısındaki Tarakçı Caferağa sokağıysa iç çamaşırı merkezidir.

Fazla değil 30-40 yıl önce üretici sayısı iki elin parmağını geçmezdi. Bugünse binlerce ifade ediliyor. Eskiden birkaç katlı binanın tepesinde konfeksiyon atölyesinde imalat yapılır, giriş katında satılırdı.

Kaliteli mal Beyoğlu, Osmanbey, Nişantaşı'na yollanır, daha ucuzu bir sigara içimi mesafedeki Mahmutpaşa'da tezgahlarda satılırdı.

Ne var ki bugün Yeşildirek'in fiyatları bile pazarlara göre pahalı kaldı! Yeşildirek'te birinci kalite atlet, fanila 2 milyon liraya satılıyorsa, pazarda 500 bin-750 bin lira. Çünkü pazara yönelik merdivenaltı üretimde ne vergi aranıyor, ne de işçinin sigortası.

İşte o yüzden 20-25 yıl kadar önce iç çamaşırın standardını hazırlayan TSE'ye yardım eden, imzalarıyla kefil olan sektörün büyükleri haksız ve kalitesiz rekabetten yakınıyor. Çiftaslan, Çiftkaplan, Bilimli, Dilberler, Kapri ve Toparlak... Çoğu Yeşildirek'in araç girmez, hamalı bol sokaklarını terk etti, şehir ışıklarına doğru koştu.

ÜÇÜNCÜ KUŞAK ÇAMAŞIRCI BEYAZ FANİLAYI ANLATIYOR

Toparlak Çamaşır Kollektif şirketini Ankaralı merhum Osman Toparlak'la, yedek subaylığını yeni tamamlayan oğlu Yiğit Bey 1953 yılında kurdu.

Şirket üretim için kimi zaman Şirinevler'e uzandı, Zeytinburnu'na uğradı, ama hep Yeşildirek adresine sadık kaldı.

Bugün oğlu Çelik'le birlikte işin başında olan Yiğit Bey (72) iyi kaliteli bir iç çamaşırının farkını kolay anlatıyor: ‘‘Parlak olacak, dikiş sayısı fazla olacak, çekmeyecek.’’

Göbeği kapatmayan fanila anlamına gelen ‘‘çekme’’ olayı gerçekten sıkıcıdır. Yiğit Toparlak güvence veriyor:

‘‘Standarda göre üretilen kaliteli çamaşır, eğer 60 dereceden yüksek ısıda kaynatılmazsa en fazla 3 santim çeker. Ama yanlış üretilen çamaşır boydan çekip enden genişler.’’

1960'LARIN İSTANBUL'UNDA DAHA FAZLA SATAR, KAZANIRDIK

Hani tüfek icat oldu mertlik bozuldu derler ya... İşte o misal 10 yıllık open end iplik teknolojisi ile çocuktan, x-large bedene kadar her boy iç çamaşırı kumaşının hazır olarak sunulması ustalığın hakkından geldi.

Rakiplerinin dahi kalitesini teslim ettiği Kapri Çamaşırları'nın ikinci kuşak yöneticisi Mardiros İvatgil (41) gerçi daha 41 yaşında ama babası ve şirketin kurucusu Kapriyel İvatgil'den dinledikleri ile 1960'ları özlüyor:

‘‘1960'ların İstanbul'unda çok daha az nüfusa yaptığımız satış ve sağladığımız ciro yanında bugünkü durumumuzun sözü bile edilmez.’’

Kapri'nin çocuk küloduyla 1950 yılında başlayan üretimi bugün ihracata dönük spor giyim imalatıyla sürüyor. Ayrıca yurtdışında kendi markasıyla yaptırdığı fason ürün ithalatı da bulunuyor.
Yazarın Tüm Yazıları