EMEKLİ MİT’çi Faik Meral, İzmir polisine verdiği ifadede, ‘MİT’te Dış Operasyonlar Şefi olarak çalıştım, 4 yıl Paris’te görev yaptım, o dönemde Alaattin Çakıcı ile Ermeni terörüne yönelik faaliyette bulundum’ diyor.
Yani Susurluk klasiği, ‘Ne yaptıysam devletim için yaptım’ tarzı savunma düzenine geçiyor, Çakıcı’nın üstünden çıkan pasaporta derin mazeret uyduruyor.
Ne var ki Faik Meral’in senaryosunda tarihi kara delikler bulunuyor.
İzninizle tek tek sayalım.
* * *
İKİ YILDA 5 EYLEM
Kutlu Savaş tarafından hazırlanan Susurluk Raporu’nda Fransa’daki ASALA temizliğine ilişkin gizli MİT bilgileri de vardı. Resmi arşive göre MİT, Abdullah Çatlı ve arkadaşları ile ilk kez 23 Ekim 1982 tarihinde temasa geçti. 24 Ekim 1984 tarihinde Çatlı’nın Paris’te uyuşturucu ile yakalanması üzerine ilişki kesildi. MİT, yurtdışında Ermeni terörüne karşı misilleme amacıyla iki ayrı ekip kurdu. MİT’in Savaş’a sunduğu arşiv bilgilerine göre Fransa, Belçika ve Lübnan gibi ülkelerde 5 eylem yapıldı.
ÇAKICI’NIN SUÇ SİCİLİ
1982-84 yıllarında Alaattin Çakıcı’nın nerede olduğu, ne yaptığı da belli. Polis kayıtları ve MİT raporuna göre; 1) 12 Eylül öncesinde Gültepe’deki ülkücü kadroların lideri konumundaki Çakıcı, 14 Mayıs 1981’de siyasi şube tarafından gözaltına alındı. 2) Alaattin Çakıcı, 2 Mart 1982 gününe kadar cezaevinde kaldı. 3) 29 Eylül 1983 tarihinde tabanca ile yaralama suçuyla cinayet masası tarafından gözaltına alındı. 4) MİT arşivine göre 1985 yılında Harbiye’de Fantim isimli gece kulübünü işletti, çek-senet işi yaptı. 5) Aynı yılın 7 Kasım günü haraç aldığı iddiasıyla Harbiye Karakolu’nda gözaltında tutuldu.
Özetle Çakıcı, MİT’in ASALA eylemleri sırasında devlet hizmetinde değildi. ASALA saldırıları esnasında hapisteydi, daha sonra da ya gözaltında veya çek senet tahsilatında...
(Zaten dönemin en önemli tanıklarından Mehmet Eymür, dün Çakıcı’nın MİT adına bir kez yurtdışı göreve yollandığını ve başaramadan geri döndüğünü açıkladı. Bildiğimiz kadarıyla Çakıcı’nın görev yeri Hollanda’ydı, hedefin de ASALA ile ilgisi yoktu!)
* * *
1984 BEŞİKTAŞ KONGRESİ
Ama Çakıcı ile MİT’in yolu resmi arşive geçmeden de kesişmiş olabilir. Nerede ve nasıl mı?
Daha önce de bu köşede yer aldığı üzere Beşiktaş’ın 1984 kongresinde... Tekrar hatırlayalım isterseniz:
‘Tarih 1 Nisan 1984, yer Şan Sineması, Beşiktaş Kongresi. İşadamı Mehmet Üstünkaya ile MİT İstanbul yöneticisi Süleyman Seba başkanlığa aday. Salonda tansiyon çok yüksek. Kulübün resmi iki amigosunun coşturduğu Üstünkaya taraftarları, Seba yanlısı kongre üyelerinin gözünü korkuttu. Salonda dengeyi sağlamak için MİT’e yakın birkaç ülkücü genç çağrıldı. Acilen salona gelen 40 kadar genç, jilet gibi ütülü pantolonları, koyu renk ceketleri ve disiplinli hareketleri ile amatör rakiplerini kolayca sindirdi. Seba’ya destek kıtasının lideri lacivert elbiseli, açık pembe renk gömlekli gencin alnında yara izi vardı. İşini gayet sakin ve terbiyeli üslupla yaptı, Süleyman Seba’yı kader gününde yalnız bırakmayan kamu görevlilerinin gönlünü kazandı. Evet bildiniz, o gencin ismi Alaattin Çakıcı’ydı.’ (16.5.2004).
Acaba Faik Meral, Çakıcı’yı Fransa’daki Ermeni Anıtı’ndan değil de, İstanbul’daki Şan Sineması’ndan tanıyor olmasın?
* * *
Zaten Türkiye’nin derin tarihine hurafe karışır, satır aralarında iyi saatte olsunlar dolaşır. Mesela, artık herkese açık devlet sırrı sayılan ‘ASALA operasyonu’ dosyasının resmi formatında Ara Toranyan’a 1984 yılında düzenlenen iki suikasttan söz edilir. Oysa Toranyan yıllar sonra 1997 Mart ayında ‘La Lettre de l’Ugab’ isimli haftalık Ermeni dergisinde 1984’te hiç saldırıya uğramadığını açıkladı.
O yüzden size tavsiyem, nerede mafya-devlet ilişkisine rastlarsanız, sakın derine dalmayın, tamamen duygusallığın izini arayın!