Enis Berberoğlu: Bugün 21 Mayıs






Enis BERBEROĞLU
Haberin Devamı

40 yıl sonra geriye dönüp bakanlar acaba 21 Mayıs 2001 için ne düşünecekler bilinmez. Ama bugünden geleceğe uzanan köprünün siluetini bizlerden çok daha iyi kavrayacakları kesin gibi...

* * *

Bugünden 38 yıl geriye uzanırsak...

O gün Ankara'da kıyamet alametleri belirdi... Harp Okulu öğrencileri emekli darbeci albay Talat Aydemir'in peşine takıldı, hükümete sadık jetler ihtilalcilere ateş açtı:

8 ölü, 26 yaralı. Aydemir bastırılan ikinci ihtilal girişimini hayatıyla ödedi, 5 Temmuz 1964'te idam edildi.

İlginçtir, ömrü ihtilallerle geçen başka bir isim davet aldığı Aydemir cuntasına itibar etmedi. 27 Mayıs askeri darbesinin ardından yönetimin yeniden sivillere bırakılmasına itiraz eden Alparslan Türkeş ve on dört arkadaşının sürgünü Mart 1963'te sona erdi... Talat Aydemir'in ihtilal girişimini hükümete haber verdiği ileri sürülen Türkeş 21 Mayıs olaylarından sonra kısa süre tutuklu kaldı, yargılandı, beraat etti. Ardından CMKP'nin başına geçti, Başbuğ sıfatıyla siyasetteki uzun yürüyüşüne başladı.

Amatör ihtilal girişiminin en masum kurbanları sayılan bin 459 Harbiyeli'ye geçen yıl itibarları iade edildi. Silahlı Kuvvetler 37 yıl önce darbeye karıştıkları gerekçesiyle ihraç edilen Harp Okulu öğrencilerine rütbe bölümünde ‘‘Harbiyeli’’ yazılı ordu kimlikleri dağıttı.

Böylece 21 Mayıs olayları sadece yakın tarih meraklısının rağbet ettiği tozlu raflardaki yerini aldı.

* * *

On-on beş yıl öncesine dönersek...

Ankara'daki gazetecilik günlerimizde, ne zaman el atsak haber bulduğumuz verimli dosyalardan birisi nakliye uçağı ihalesiydi. İspanyol-İtalyan rekabetine sahne olan ihalede karşılıklı suçlamalar gündemdeydi.

İdare'nin tercihi CASA yönünde olunca aleyhte birtakım resmi raporlar o tarihte gazetelerde yayımlandı. Meslektaşımız Nezih Tavlaş'ın kitabı kamuoyunda geniş yankı buldu. Ama iddialar yanıtsız kaldı.

Ne yazık ki o günden bugüne ciddiye almadığımız iddiaları peş peşe gelen iki kaza nedeniyle en acılı dönemimizde tartışmak zorunda kalıyoruz. (Üstelik tartışmaya cep telefonu paraziti karışıyor gibi...)

* * *

Lafı dolaştırıp, binbir dereden su getirmemiz boşa değil inanın.

Askeri darbe girişimini sonuçlarıyla birlikte ancak 40 yılda hazmedebilen... Nakliye uçağı seçimini doğru-düzgün tartışmayı 10-15 yılda öğrenemeyen necip Türk milleti her nedense peşin ve kesin hüküm huyundan vazgeçemiyor...

Yakın tarihin en sancılı döneminde ortaya çıkan lider adaylarına yakıştırılan kulplara inanmayı yeğliyor...

Kemal Derviş, ABD'nin adayı, Tayyip Erdoğan Suudi dostu... Öyle mi?

Peki oyları da ABD ve Suudi Arabistan'dan mı gelecek?

Değişimi isteyen sadece dış güçler mi, sizin hiç mi şikáyetiniz yok.

Cumhuriyet'in belki de en ağır ekonomik krizini yaşadığımızı, ama buna karşılık son iki ayda TBMM'den geçen yasaların bu ülkeye müthiş bir dönüşüm gücü sağladığını hálá fark etmediniz mi?

Değişiyoruz, dönüşüyoruz...

Kestirme, uydurma kalıplara itibar etmeyin, kanmayın.

KARŞI GÖRÜŞ-KATKI

‘‘Bilindiği gibi Sağlık Bakanlığı Danıştay'ın eğitim hastaneleri şef ve şef yardımcılığı sınavı ile ilgili yürütmeyi durdurma kararına rağmen 15 Ocak 2001'de ilgili sınavı yaptı ve Anayasamızın 138'inci maddesini alenen yok saymış oldu. Ankara Tabip Odası'nın 1994-1998 dönemi başkanı Mehmet Altınok bu nedenle Sağlık Bakanı Osman Durmuş ve o dönemdeki müsteşar Haluk Tokuçoğlu hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. ‘Gerçeğe Çağrı' hekimlerinin bu süreçte başta hekimleri ve kamuoyunu bilgilendirmek için ‘Eğitim Hastanelerimizin Aydınlanan Geleceği Karartılıyor' başlıklı broşürünün yayın sorumluları olan Dr. Mehmet Altınok ve Dr. Cihat Oğan hakkında Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu'nca soruşturma açıldı. Dr. Altınok ve Dr. Oğan yazılı savunmalarını Bakanlık Teftiş Kurulu'na iletti. Bu soruşturma yalnızca Mehmet Altınok ve Cihat Oğan'a değil tüm hekimlere ve yurttaşlık bilinciyle anayasal haklarını kullanmaya çalışan yurttaşlarımıza yönelik bir mahiyet arz etmektedir.’’ (Dr. Ali Rıza ÜÇER)

Yazarın Tüm Yazıları