Paylaş
BİRİLERİ gözetliyor, dinliyor, kara propaganda yürütüyor.
Ama daha da önemlisi, birileri fena halde kafa buluyor.
* * *
İçişleri Bakanlığı'nda neler olduğunu birileri açıklar diye sabırla bekledik. Ama nedense bakanın gidişini takip eden istifa furyasının kıymeti harbiyesini paylaşan çıkmadı.
Bakanlar Kurulu toplandı; gündemi CASA uçaklarıyla ilgili geçen hafta yayımlanan raporla, Boğazlardan geçecek nükleer atıklar problemiydi.
Piyasalar karıştı; gerekçesi borç takasında geçerli kur ile Fazilet Partisi'ne kapatma kararı çıkması ihtimaliydi.
(Hazır yeri gelmişken -hani yazıya da renk katar kabilinden- eşim bana kızdı; nedeni renkli çamaşırı beyazla karıştırmamdı.)
Ezcümle herkes kendi penceresinden bakıp tasalanıyor.
Ama İçişleri Bakanlığı'nda; Emniyet Genel Müdürü'nün, Genel Müdür Yardımcısı'nın ve ilaveten Müsteşar Yardımcısı'nın istifasını önemseyen, ciddi sorun sayan tek ben mi kaldım acaba?
(Ama paranoyak olmam bu istifaları yok etmez ki!)
* * *
Haydi gidenleri bir kenara bırakalım.
Gelen de daha kısa süre önce giden değil miydi?
İstanbul Emniyet Müdürü Hasan Özdemir'i daha bir yıldan az süre önce şu satırlarla uğurlamadık mı:
‘‘Dünkü (28 Temmuz 2000) Resmi Gazete'de yayımlanan valiler kararnamesi ile İstanbul Emniyet Müdürü Hasan Özdemir Ardahan Valiliği'ne atandı. İstanbul gibi megaköyün emniyetinden sorumlu, 20 bin polisin patronu konumundaki polis şefinin daha önemli göreve atanacağı beklentisi gazete sütunlarına, TV yorumlarına zaten yansıdı. Ama, İstanbul polis atamalarını tamamlayan karar dün sabah saatlerinde Anadolu Ajansı'ndan geçti:
‘‘İçişleri Bakanlığı onayıyla;
İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Niyazi Palabıyık Erzurum'a,
İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Atilla Çınar Malatya'ya,
İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Ercüment Yılmaz Bayburt'a,
İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Ercüment Özbeyli Rize'ye,
İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Hamdi Dilaver Yalova'ya vekáleten atandılar.’’
(Anadolu Ajansı, 28 Temmuz 2000).
Özetlersek, İstanbul'da bir gecede altı koltuk birden devrildi. Emniyet Müdürü Hasan Özdemir ve 5 yardımcısı aynı anda başka görevlere atandılar.
Oysa daha önceki atamalarda en azından nezaket gereği yeni emniyet müdürünün göreve gelmesi ve kendi ekibini kurması beklenirdi. Peki bu kez bu kadar acele neden?’’
(Hürriyet, 29 Temmuz 2000)
* * *
Hayrettir ama önce Hasan Özdemir ve ekibinin başına geleni merakta yalnız kaldık. Şimdi de Hasan Özdemir'in dönüşünü ve diğerlerinin gidişini önemserken aynı aymazlığa çarptık.
Kişiye güvenin öne çıktığı mesleklerde, örneğin polislikte ekiplerin oluşmasına ve kalabalık nöbet değişimlerine sıkça rastlanır.
Ama sonuçta polis devletin polisidir.
Bir siyasetçi gidiyor diye gitmez.
Bir diğer siyasetçi kazanınca dönmez.
Böyle olursa, o polis devletin polisi sayılmaz.
Lafımız hem gelenedir, hem de gidene...
Ama en çok da bu gelgitlerden fayda uman müflis siyasilere.
KARŞI GÖRÜŞ-KATKI
‘‘İngiltere İçişleri Bakanlığı'na görme özürlü birisinin getirilmesini yürekten alkışlıyoruz. Ama kanımca, ülkemizde kamu yararı için uygulamaya konulmuş yasa hükümlerinin hukukçular tarafından incelenip arkasına saklanacak kelime oyunları bırakılmaksızın uygulatılmaya çalışılması, ülkemizin çağdaşlığı açısından da oldukça önemlidir.’’
(Dr. Hasan AKPINAR)
Paylaş