Bence katilin örgütü yok ama çetesi var

ANKARAÇünkü örgüt siyasi, çeteyse çıkar birliğidir.

İşbu sebeple Danıştay katliamını siyaseten milliyetçi kesime ihale etme planı tutmaz. Danıştay katilinin, 1) ülkücü çizgide yetiştiğini, 2) mafyaya bulaştığını inkár eden yok. Ancak unutmayın ki aynı milliyetçi kökten siyasi örgüt de çıktı, organize işler de!

Aynı şekilde katilin profilindeki İslami motiflere bakarak Milli Görüş/AKP’yi suçlamak veya tam aksi yöne savrularak "CHP tahriki" bahanesine sığınmak da yanlış.

Kocatepe’yi doğru tercüme ediyorsak; halkın kestiği siyasi faturada lider/parti istisnası yoktur.

Zaten avukat Alparslan Arslan, siyasi konjonktürün tamamının eseri değil mi?

Siyasetin dar sokaktan geçtiği dönemde vizyonu muğlak, kadro bağı gevşek her örgüt müsveddesi zamanla çeteye dönüşmez mi? Tıpkı Türk İntikam Tugayı (TİT) örneğindeki gibi.

Orta yaş kuşağı herhalde hatırlar, TİT 1980 öncesinde herkesin korkulu rüyasıydı.

Devletin polisini (Adana Emniyet Müdürü Cevat Yurdakul), üniversite hocasını (Çukurova Tıp Fakültesi Dekan Vekili Profesör Fikret Ünsal), Meclis’in milletvekilini (CHP’li Abdurrahman Köksaloğlu), işçi sendikacısını (Kemal Türkler) öldürdü.

TİT adı 1980 sonrasında hemen hiç duyulmadı.

Ta ki İnsan Hakları Derneği’nin eski Başkanı Akın Birdal vurulana dek. 8 yıl önceki bu suikast girişiminin arka zemini, siyasi görünümlü çıkar ağlarıyla örülüydü.

Belli ki eylemciler şu sıralar sıkça tartışılan andıçta yazan isimler için durumdan vazife çıkardı.

Akın Birdal’a kurşun sıkarak, a) şöhrete, b) devlet himayesine kavuşmayı amaçladı.

Çünkü o álemde namın yürümesi ile devlete yakınlık varolmanın ön şartıdır.

İçimden bir ses, TİT modelinin Danıştay baskınıyla hortladığını söylüyor.

Amatör tetikçi, yeraltı bağlantısı ve diğer ayrıntılar ortada. Eğer haklıysam, karşımızda yine şöhret meraklısı ve Kurtlar Vadisi prototipi bir genç var. Siyasi çizgisi sadece kamuflajı.

O yüzden kimse katili işaret parmağıyla göstermesin. Aksi halde kalan en az üç parmağın kendisine dönük olduğunu hatırlatırlar.

Küresel dalgada sörf

19 Mayıs bayramı nedeniyle piyasalarda son iş günü perşembe idi. Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, çarşamba gecesi cevaben aradı. Ertesi güne ilişkin beklentisini sordum, "ABD tüketici enflasyonu yüksek çıktı, piyasalar stresli, hatta öfkeli açılır" dedi, tutturdu. Üstelik devamı da var: "Yalnız yarın (perşembe) bir ABD verisi daha açıklanacak. İşsizlik başvuru rakamı beklenenden yüksek gelirse resim yine değişebilir." Başkan Yılmaz’ın bu öngörüsü de doğru çıktı. Durmuş Yılmaz’ın küresel dalga sörfü şimdilik hatasız sürüyor.

Hálá koruma yok

Gazetecilikte "fikri takip", yani haberin devamı esastır. Danıştay katliamında heyet üyelerinin yakın koruma talebinin yerine getirilmemiş olması çok eleştirildi. Dün Ankara Büromuzun iki kıdemli muhabiri Oya Armutçu ile Süleyman Demirkan, Danıştay gazilerine geçmiş olsun ziyaretinde bulundu. Lojmanlara rahatça girdi, kapıları çalıp hákimlerle görüştü. Hálá koruma yoktu, gaflet sürüyordu. Yetkili sorumsuzların bilgisine sunarız.
Yazarın Tüm Yazıları