Başkan mı aranıyor yoksa memur mu?

BAYRAK da semboldür, tespih de.Yakın tarihte bıyık şekli yüzünden (pos bıyık=Stalinist, sarkık bıyık=ülkücü, badem bıyık=İslamcı) hedef alınıp, can verenler bile vardı.

Ankara’da bürokrasinin sembölü kravat, siyasetin rengi laciverttir.

Değişmez mi, elbette değişir. Ama işgal ordusu mantığıyla değil.

* * *

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Merkez Bankası’na atamayı üç gerekçeyle savunuyor:

1) Devlet Memurları Kanunu’na göre eşin türbanlı olması sakınca sayılmaz.

2) Atamada eşinin türbanı değil adayın liyakatı (layık olması) önemli.

3) Merkez Bankası Başkanı değişti diye ekonomik istikrar bozulmaz.

Her üç gerekçeye de itirazımız var, tek tek sayalım.

* * *

Aslında Başbakan daha ilk cümlede kendisini ele veriyor: Devlet Memurları Yasası’na referansla Merkez Bankası Başkanı’nı memuru saydığını ortaya koyuyor. Merkez Bankası’nın siyasi iktidardan bağımsız bir kurum, başkanının memur olmadığını unutmuşa benziyor.

Yeni başkanın nerelere layık olduğunun ölçüsü ne AKP tabanıdır, ne de Türk piyasaları. Asıl sınav Türkiye’ye bir yılda 50 milyar dolar yatıran küresel ekonomide verilecek, unutulmasın!

* * *

Kafa karışmasın: Türbanı kriter/ölçü haline getiren bizzat hükümetin kendisi. Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’na başkan seçimi, aile meclisine komşu daveti mantığıyla yürümez.

Eleştirdiğimiz türban değil, altında yatan zihniyet birliğidir.

İktidarda CHP olsa ve Merkez Bankası’na parti meclisinden atama yapılsa tavrımız/isyanımız emin olun ki değişmezdi.

Çünkü yakın tarihteki en başarısız iki başkan dönemin siyasi iktidarlarının sözünden çıkmayan isimler olarak bilinirdi. Birisinin görev süresi devalüasyonla noktalandı, diğeri erken seçimde politikaya atıldı. Özetle iktidara yaranan başkan ülkeye yaramıyor!

Krizle gelen işsizlikle gider

EKONOMİ bahsi açıldığında Başbakan neden bu kadar kızıyor? /images/100/0x0/55ea7799f018fbb8f881d9e7

- Kolay değil; iki yıl süre istedi, dört yıl doluyor, işsizliği çözemedi.

Büyüme henüz üretim ve istihdama yansımadı o zaman.

- Öyle, üstelik çalışmaya hazır nüfus, istihdam artışından hızlı büyüyor.

Ama galiba asıl tehlike, Başbakanlık önünde yeniden oluşan kuyruklar.

- Önce tekstil, şimdi turizm, belki yarın otomotivciler, hepsi yardım istiyor.

Verilen her ilave teşvik Türkiye’nin mali disiplinini bozuyor.

- O zaman cari açık da ciddi risk olarak algılanacak.

-Neden, ne alakası var?

- Cari açıkla kamu açığı el ele büyürse yabancılar korkar.

Çünkü borç verdikleri paranın seçim yatırımına gitmesini istemezler.

İcraatsız çetenin şöhret kariyeri

SON yılların en ilginç çetesi Ankara’dan çıktı. "Sauna Çetesi" denilen teşkilatın neredeyse tamamı tutuklu, ama bilinen tek bir cinayet veya yaralamaları yok. Tehdit, haraç ve santaj konusundaki icraatları bile henüz rivayet kipiyle anlatılıyor. Devlet hastanesinden şizofren raporlu liderleri konuşmasa belki hepsi yarın çıkar. Ama eski medyum yeni çeteci ağzını her açtığında bir meşhurun ismini veriyor, havasını basıyor. Belli ki şimdilik "namım yürüsün" istiyor, eğer çıkabilirse bu şöhrete dayalı icraat amaçlıyor.
Yazarın Tüm Yazıları