Paylaş
BU yazıya özel bir itirafla başlamak gerekirse, başkentte günlük siyaseti izleyen meslektaşlarımı pek kıskandığımı söyleyemem...
Çünkü müziği duymadan dans eden balerinler misali her yanı her duruma müsait siyasetçilerin rastgele eylemlerini akıllı-uslu bir çizginin eseriymiş gibi takdim her babayiğidin harcı değildir...
Ekmeklerini hak ettikleri kesindir...
* * *
Türkiye'de siyaset konular değil kişiler üzerine hikáye edilir...
Örneğin DSP lideri ve Başbakan Bülent Ecevit'in CHP'yi Güneydoğu bölgesinde HADEP'le işbirliğine gittiği iddiasıyla ithamı haberdir...
CHP lideri Altan Öymen'in ‘‘HADEP yasal bir parti. Ne yani hakkında Anayasa Mahkemesi'nde kapatma davası var diye Fazilet Partilileri yolda görünce başımızı başka tarafa mı çevireceğiz?’’ sorusu lafı siyaseten gediğine oturtma diye algılanır... Gazeteci ağabeyimiz Altan Öymen'in açıklamasındaki yargısız siyasi infaz tespiti atlanır...
* * *
Tematik siyasetin ıskalanması iki parti arasındaki söz düellosunda belki hoş görülebilir. Ama bu ihmalin günlük siyasete ve demokrasiye faturası küçümsenecek gibi değildir... Abarttığımızı düşünenler aşağıdaki metni okuyacak kadar sabır göstersinler... Bu metin Diyarbakır Valiliği'nin 1 Temmuz Cumartesi günkü gazetelere yansıyan açıklamasıdır:
‘‘...HADEP Genel Başkanı Ahmet Turan Demir Batman'dan 29 Haziran günü Diyarbakır'a geldiği sırada Bismil ilçe teşkilatı binası önünde yaklaşık 300 kişilik bir partili grup tarafından durduruldu ve bu grup ‘Zindanlar boşalsın', ‘Zindanlara özgürlük', ‘İdama hayır', ‘Barış hemen şimdi', ‘Yaşasın başkan, bizim başkan' şeklinde slogan attılar...’’
‘‘HADEP Genel Başkanı Demir, slogan atan gruba megafonsuz olarak ‘Cezaevlerinde binlerce suçsuz insan yatmaktadır, olağanüstü hal gereksizdir ve kaldırılmalıdır. Genel af çıkartılmalıdır. Sıkıyönetim istemiyoruz, parti olarak büyümemiz için birlik ve beraberlik içinde olmamız lazım. Buraya özgürlük, kardeşlik ve demokrasi lazımdır' diyerek yaklaşık 10 dakika konuşmuştur.’’ (Özgür Politika, 1 Temmuz 2000)
Diyarbakır Valiliği açıklamasında, yetkili makamlardan izin almadan yapılan bu gösteri nedeniyle HADEP Bismil ilçe başkanı ile beş ilçe yöneticisinin gözaltına alındıkları, polisteki ifadelerinden sonra DGM Başsavcılığı tarafından tutuklandıkları vurgulandı...
* * *
İzinsiz gösteri ayrı konu... Ama biz seçim yasalarında açıkça yasaklanmasına rağmen hava karardıktan sonra miting düzenledi diye tutuklanan sistem partisi yöneticisi hatırlamıyoruz...
Demek ki mesele daha çok Diyarbakır Valiliği'nin de özenle sıraladığı sloganların sakıncalı bulunmasından kaynaklanıyor...
Peki o zaman soralım...
HADEP'li topluluk ‘‘Zindanlar boşalsın’’ diye slogan attı da, Başbakan Bülent Ecevit ‘‘Af bekleyen vatandaşlarımız biraz daha sabırlı olsun’’ demedi mi? HADEP'in ‘‘İdama hayır’’ sloganı ile Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in ‘‘İdam cezası kaldırılsın’’ talebi arasında ne fark var?
HADEP Genel Başkanı Ahmet Turan Demir'in ‘‘Olağanüstü hal kaldırılsın’’ isteği son on yıldır her hükümet programında yok mu... Daha birkaç gün önce MGK tavsiyesine uyularak Van ilinde OHAL uygulaması kaldırılmadı mı?
Demir'in ‘‘Bismil'e özgürlük, kardeşlik ve demokrasi lazımdır’’ sözleriyle, Mesut Yılmaz'ın ‘‘Avrupa Birliği'nin yolu Diyarbakır'dan geçiyor’’ söylemi aynı kapıya çıkmıyor mu?
Yapmayın ağalar, beyler insaf edin... PKK ipoteğindeki HADEP politikalarına zerre sempatimiz yoktur. Ama HADEP -veya başka herhangi bir parti- bu ülkede politika yapamadığı sürece kimseye siyaset imkánı ve sahası kalmayacağının da farkındayız...
Demokrasi kişi değil kurumlar rejimidir...
Paylaş