ANKARA AVRUPA Başbakanı, koloni valisi edasıyla başladığı Türkiye ziyaretini tamamladı. Giderayak laiklere Recep İvedik şakasıyla veda etti: "Mucize dedim, laikliğe karşı mı?"
Bilmiyorum Bay Barroso hep böyle şakacı mı?
Ama gaz sorununu çok ciddiye aldığını biliyorum.
Bünyesel değil kurumsal konuşuyorum: Avrupa Birliği takriben 10 yıl kadar sonra yılda 131 milyar metreküp doğalgaz kullanacak. Bu rakamın önemli bölümü Türkiye üzerinden geçen Nabucco’dan sağlanacak. (Nitekim bu yüzden AB ile enerji başlığında müzakere -her türlü engel/veto "mucize eseri" aşılarak- açılıyor.)
Soruyorum:
1) Avrupa Birliği, Nabucco’da 10 yıl sonrası için Türkiye’ye sabit fiyat tarifesi öneriyor mu?
2) Fiyat veya miktar yükselse de Türkiye’ye hep aynı sabit ödemeyi yapmak istiyor mu?
3) Türkiye bu pazarlığa yanaşmayınca Avrupa’nın muhatabı değiştirilmek isteniyor mu? Örneğin, pazarlık yetkisinin Enerji Bakanlığı’ndan Dışişleri’ne transferi söz konusu mu?
Bay Barroso’nun ani AKP aşkında gaz sancısı rol oynuyor mu?
Açıklasınlar da beraber gülelim... Olmaz mı!
Paşa suskun ama Tandoğan doldu
TANDOĞAN’da dün yine miting vardı. Onbinlerce kişi Cumhuriyet için bir araya geldi. Meydandaki kadın ve çocuklara bakarken gözüm tarihe ilişti: 12 Nisan...
Demek ki Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın meşhur, "Cumhurbaşkanı sözde değil özde laik olmalı" özdeyişini dilimize kazandırmasının üzerinden tam bir yıl geçti.
İki gün sonra da tarihi Tandoğan mitinginin yıldönümü.
365 güne neler sığdı bir hatırlasanıza... 27 Nisan bildirisi, 28 Nisan yanıtı, Anayasa Mahkemesi’nin 367 kararı, 22 Temmuz seçimi, Abdullah Gül’ün Çankaya’ya çıkışı, türban için Anayasa değişikliği, AKP’ye kapatma davası.
AKP kurmayları, bu seride mutlak ve bire bir neden sonuç ilişkisi arıyor: Yani önce asker konuştu, sonra halk sokağa döküldü, yargı baskı altında karar verdi. Ama AKP 22 Temmuz’da milli iradenin desteğiyle bu oyunu bozdu, iktidarını perçinledi.
Eğer bu mantık doğruysa dün Tandoğan’a simitçi ile sucudan başka kimsenin gelmemesi lazımdı. Çünkü asker (iyi ki!) suskun, yargı kararını herkes (AKP bile) saygıyla bekliyor.
Demek ki Tandoğan kimsenin zoruyla, kandırmasıyla dolmuyor.
AKP neden oy alıyorsa, tersi nedenlerle ahali Tandoğan’a koşuyor. (Bu arada kişisel olarak Tandoğan meydanındaki kalabalığa kürsüden çok daha yakın olduğumu söylemeliyim.)
İktidarın partisine oy atanı milli irade, Tandoğan nüfusunu şaibeli sayması en hafif deyimiyle ayıp kaçıyor.