Paylaş
Numarasını merak eden çıktı, markası ve çakma mal olduğu bile ilan edildi.
Ama galiba sadece Murat Bardakçı benim derdime tercüman oldu.
“Araplaşıyoruz” dedi, bıraktığı yerden devam edeceğim.
* * *
Murat Bardakçı çok haklı, çünkü;
* Başkan Bush’a fırlatılan ayakkabının arkasında bir ulusun batılı vardı.
* Müslüman ve özellikle Arap ülkelerinde terlik ve ayakkabı temiz sayılmaz.
* O yüzden örneğin ibadet edilen, namaz kılınan yere ayakkabı ile basılmaz.
* Camide ayakkabı çıkartılır, evlerde kapıda terlik uzatılır.
* Türklerde terlik fırlatmayı en çok hanımlar sever. (İsabet yüzdesi yüksektir.)
* Araplarda terlik/ayakkabı hedefi olmak ve/veya Baba Bush misali El Reşit Oteli’nin lobisinde resmen ayaklar altına alınmak ağır hakarettir.
* * *
ABD’nin Irak’ı işgalinin ilk günlerini hatırlayın.
Araplar sokaklarda eski rejime nefreti sergiliyor.
Entarili adamlar Saddam’ın resmine ne ile vuruyor?
Taşla mı, sopayla mı? Hayır tabii ki terlikle.
Belki de o yüzden Araplarda terlik satışı bizim altı katımız.
Türkler yılda 2 terlik satın alıyor, Avrupalı 3 tane.
Araplarda yılda hane başına 12 terlik satılıyor.
* * *
Terlik ve ayakkabının sadece Araplarda yakın saldırı silahı olduğuna hâlâ inanmadıysanız... Batı’da örneğin ABD’deki ayakkabı geyiklerine göz atalım.
ABD’de karayollarına paralel uzanıp giden telefon veya elektrik tellerinde bağcıklarından asılı ayakkabı çiftinin özel adı bile var:
Grafitiden ilham alınarak ayakkabı-fiti (shoefiti) deniliyor.
Kimilerine göre o ayakkabılara rastladığınızda yerel kokain satıcısına yakınsınız demek. Bazıları çete kurbanlarının mezar taşı sanıyor.
Tellerdeki ayakkabıları ilk kez milli olan erkek çocuklarının kontrolsüz gücünün eseri kabul edenler de var.
Yani herkesin ayakkabı kültürü kendine has...
Taklidi imkânsız değilse de anlamsız.
* * *
1968 kuşağı solcular kıyafetten eyleme kadar Avrupa’dan ithaldi.
Parkalar, postallar, okul ve sokak barikatları, marşlar falan filan.
Ama solculukta şekil şartından çok öteye giden ortak değerler vardı.
Sınır tanımayan, insan odaklı, Ortadoğu kültüründe noksan kalan değerler.
O yüzden o günün solcuları bugün artık “liberal”. Bence, o zaman da, bu zaman da evrensel değerlere uydular. Türkiye’nin Avrupa’nın hızına uyamaması sadece onların suçu değil.
* * *
Hazır söz suçlu aramaktan açılmışken.
Solculuğun Avrupalı halinden Arap haline geçişte...
40 yıl önce Avrupa’da bugün tüm Ortadoğu’da nefret sembolü haline gelen ABD’nin hiç mi suçu yok. Görün bakın, hele bir de ABD İran’a da saldırırsa...
Bizim genç solcular bırakın ayakkabı fırlatmayı, namaza, oruca bile başlarlar.
Paylaş