Enis Berberoğlu: Asmamanın iyi ve kötü nedenleri

Enis BERBEROĞLU
Haberin Devamı

İdam cezasının en koyu muhalifleri bile herhalde kabul edecektir ki, Türk Ceza Yasası'nda bu cezayı tarif eden madde en çok Abdullah Öcalan'a uyar. Dolayısıyla, Türk yargısının verdiği idam kararı sürpriz değildir.

Ne var ki, idam tashihi mümkün olmayan bir cezadır.

O nedenle darağacı vizesinin siyasi sorumluluğu vardır.

Ve siyaset ancak bilgiyle fikir-tavır üretilirse sonuç getirir.

Seçilmiş 550 milletvekili Apo'nun idamını oylarken neye göre karar verecek... Hangi yönde olursa olsun, kararlarının kısa-orta ve uzun sonuçlarının bilincindeler mi?

Açıkçası tereddüdümüz var...

* * *

Çünkü bakın, son dönemde yükselen ‘‘Apo'yu asmayalım, Avrupa kızar... Eğer asmaz iyi pazarlık yaparsak, Avrupa'ya gireriz’’ söylemi tamamen palavradır... Bu safsata ile belki kendimizi kandırırız, ancak Avrupa'yı asla... Çünkü Avrupa sadece Abdullah Öcalan'ı kurtarma peşinde değildir, değerler manzumesi çerçevesinde idam cezasına tamamen karşıdır.

O yüzden, ‘‘Ah siz olmasanız, biz bu Apo'yu Galata köprüsünde sallandırırdık, ama size dua etsin’’ kafasıyla Avrupa vizesi beklemek abestir. Dahası Apo'nun kellesi üzerinden yürütülen bu pazarlık, toplumun her kesiminden haklı tepkilere yol açar.

Şehit yakınları rencide olur, demokrat güçler bu pazarlığın parçası sayılmayı muhtemelen kolay hazmedemez.

* * *

İstanbul çok önemli bir konferansa ev sahipliği etti. Emekli Büyükelçi Gündüz Aktan'ın öncülüğünde düzenlenen ‘‘2000 yıllarında terörizm’’ konulu toplantının konukları arasında Foreign Policy Research Center'den Dr. Michael Radu da vardı... Tahmin edeceğiniz gibi tartışma gelip ‘‘Asılsın mı, asılmasın mı’’ noktasında düğümlendi.

Radu, kahve molasındaki özel sohbette çok önemli bir tespitte bulundu:

- Eğer asmayacaksınız bu işi doğru sebeple yapın. Halkınıza ‘‘Avrupa böyle istiyor’’ diye anlatmayın, herkesi Türkiye'nin çıkarının bu yönde olduğuna ikna edin...

Örneğin aslında idam cezasına karşı olmayan Radu, Öcalan'ı asmak yerine kamuoyundaki imajını sarsmayı daha akılcı buluyor. Tıpkı Aydınlık Yol Örgütü lideri Abimael Guzman gibi... Peru hükümeti, Guzman'ı yakaladığında bir yıl kimseyle görüştürmedi. Daha sonra örgütüne silah bırakma çağrısı yaptırdı. Örgütün kafası karıştı, Guzman yaşadığı için kimse yerini alamadı, ama emirlerine uymakta haklı tereddüt doğdu. Sonuçta örgüt felce uğradı, silahlı eylemlerde yüzde 70 gerileme yaşandı.

* * *

Peki ya Öcalan asılmaz ve müebbet hapse mahkûm olursa... Ve yine örneğin üç-dört yıl sonra Avrupa'da ‘‘Öcalan'a özgürlük’’ kampanyası açılırsa...

En azından Avrupa'da terör eylemlerini kestiği için ‘‘siyasi kimlik’’ kazanacak olan PKK, Öcalan'ı yeni bir Mandela haline getirebilir mi?

Gördüğünüz gibi soru çok, bilinmeyen fazla...

O halde özetlersek, Apo davasında intikam duygusu ve öfkeden başka çıkış noktası olmayanları kabullenmesek bile anlamak zorundayız...

Ama eğer ulusal çıkarlardan dem vuruluyorsa... Mesele ‘‘Biz asmayalım siz para gönderin, Avrupa'ya aday olalım’’ denkleminin çok ötesindedir, hatırlatalım.



Yazarın Tüm Yazıları