ANKARA AKP’yi kapatmadan kurtarma kervanına yabancılar da katıldı. Öyle ki, son iki yıldır neredeyse adını unuttuğumuz AB komiserlerini her gün gazete manşetlerinde, TV ekranlarında görür olduk.
Mesajlardaki demokrasi vurgusuna herhalde itiraz eden çıkmaz. Ama AKP için sadece halisane niyetle çabaladıkları hakkında güçlü kuşkum var. İzninizle izah edeyim.
AKP küresel gidişata en iyi ayak uyduran partiydi. Global ekonomiyle bütünleşti, AB ile müzakere masasına oturmayı başardı, ABD ile (tezkere krizi istisnası hariç) çok iyi geçindi.
Yabancılar açısından bakıldığında bir daha kolay mı AKP gibisini bulmak?
* * *
ABD Büyükelçiliği kapatma davası nedeniyle nabız tutmaya karar verdi.
AKP’nin önde gelen isimlerinden Salih Kapusuz ile üç arkadaşı, yemeğe davet edildi. Büyükelçi ve siyasi müsteşarın ev sahipliğinde davanın olası sonuçları tartışıldı.
Büyükelçi, Kapusuz ve arkadaşlarına açıkça sordu:
"Dava sizce dış politikadaki önemli dosyaları nasıl etkiler?
1) Kıbrıs’ta ne olur? 2) Irak’ta ne yaşanır? 3) Ermenistan politikası değişir mi?"
Kapusuz, bu üç alanda analizini aktardıktan sonra uyarma zorunluluğu duydu: "Siz asıl AKP kapatılırsa başka hangi parti dış politikada bu kadar cesur davranabilir diye düşünün!"
Salih Kapusuz, büyükelçilik sohbetinden ne anladı derseniz: "ABD diyor ki, dış politikada fırsat beklemez, dünya dönmeye devam eder."
* * *
ABD Başkanı George Bush, Bükreş’te NATO müttefiklerini, "Ya Afganistan’a muharip (savaşçı) güç gönderin, ya da yeni 11 Eylül vakalarına hazır olun" mesajıyla korkutmaya kalktı.
Ama Kuzey Irak’ta PKK’ya karşı büyük destek verdiği Türkiye’den ret cevabı aldı.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, gayet net üslupla "Muharip güç yollamaya niyetimiz yok" dedi.
Peki ama bu yanıttan Türkiye’nin ABD’ye Afganistan’da hiç katkı vermeyeceği mi anlaşılmalı?
Bence hayır... Çünkü Türkiye belki Afganistan’a muharip güç yollamayacak ama... Afgan ordusunun eğitimine katkısını artıracak, Afganlardan muharip güç yetiştirecek.
* * *
Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier (SPD), kapatma davasına açık tavır aldı. Ama aynı tarihte Ankara’yı ziyaret eden iktidar ortağı Hıristiyan Demokrat Parti’den Ruprecht Polenz (Almanya Parlamentosu Dışişleri Komisyonu Başkanı) özel sohbetlerde farklı yorumlar yaptı.
Polenz’e göre, Türkiye-AB ilişkilerinde son yıllarda yaşanan duraklamada siyasi İslam’ın yükselişi etkili oldu. Türk siyasetçi muhataplarının aktardığına göre, Alman politikacı Fransa’daki tavır değişikliğinin de aynı nedenle yaşandığı inancını taşıyor.
Özetle Alman sosyal demokratlar kapatma davasını, Hıristiyan demokratlarsa bizzat AKP politikalarını Türkiye’yi Avrupa’ya kabul etmemek için bahane olarak kullanabilir, aman dikkat!
* * *
Geçenlerde ABD Dışişleri Bakanı Rice adeta ders verir gibi konuştu: "ABD’nin daimi düşmanı olmaz" dedi... Tabii ki tersi de geçerli, yani ebedi dostluk da mümkün değil. Zaten dostluk tanımı bence bireyler için kullanılmalı, devletler arası ilişkilerde ancak çıkardan söz edilebilir.
O yüzden AKP’yi kurtarmak isteyen yabancıların sözlerini ciddiye alalım. Yeter ki, en kalbi niyetlerini de unutmayalım.