Abdullah Gül maddesi

ANKARA

BAŞBAKAN’ı dinleyen her AKP delegesinin kafasından sanırım aynı soru geçti:

"Acaba siyasi bir veda konuşması mı, Tayyip Erdoğan’ın son kongresi mi?"

Çünkü eğer Tayyip Erdoğan, Çankaya’ya çıkarsa, aynı delegeler en geç haziranda yeniden buluşacak. Yeni bir genel başkan ve daha önemlisi başbakan seçecek.

Dolayısıyla adı olağan da olsa bu kongrenin genetik şifresinde Çankaya yazıyor.

Nitekim sürpriz tüzük değişikliği de yine Çankaya yokuşunu gösteriyor.

Biliyorsunuz AKP’de genel başkan adaylarına yüzde 20 barajı getirildi.

Yani aday olabilmek için delegelerin en az beşte birinin imzası gerekecek.

Tayyip Erdoğan’ın böyle bir düzenlemeye ihtiyacı veya bu engele takılma ihtimali yok.

Ama asıl Erdoğan’dan sonraki kongrede yaşanabilecek risklerden korkuluyor.

Anlaşılan Erdoğan arkasında -merhum Turgut Özal gibi- 18 Türk büyüğü bırakmak istemiyor.

Veliahtı için -ki çok kuvvetle muhtemel Abdullah Gül- şimdiden yol temizliğine başlıyor.

* * *

İstanbul, Başbakan’ın Çankaya için bavul toplamasını artan tedirginlikle izliyor.

Başkente ulaşan duyumlara göre, iş dünyası Başbakan’a beş mesaj vermeye kararlı.

İlki, "Cumhurbaşkanı olma" dileği, ki zaten Güler Sabancı tarafından açıkça söylendi.

Diğerleri, sırasıyla;

AB ile 301 ve Kıbrıs geriliminden kaçınalım.

Türk Silahlı Kuvvetleri ile hükümet kavgası yaşanmasın.

Hükümette laiklik karşıtı isimleri ayıklayın.

AKP’de vitrini değiştirin.

Aslında iş dünyası kulislerinde bu mesajların Başbakan’a, İstanbul’da son derece gizli tutulan bir toplantıyla iletildiği dedikodusu dolaşıyor. Ancak bu bilgiyi doğrulatamadım.

* * *

Cenaze ve kongre heyecanı, ABD seçimlerini Ankara gündeminden düşürdü.

Seçim günü ABD Büyükelçiliği’nde iki uzmanın katıldığı bir tartışma vardı. Elizabeth Sherwood-Randall ile Steven Cook, akademisyenlerin, vekillerin sorularını yanıtladı.

Tahmin edileceği üzere tartışmanın odağına Irak ve "Bundan sonra ne olur?" sorusu oturdu.

İki uzman, Demokratların zaferinin Irak politikasında dramatik değişim yaratmayacağı görüşünde.

Hatta daha ileri giderek, Baker Komisyonu raporunun daha önemli olduğunu vurguladılar.

Irak politikasının geleceğini çizecek bu raporun iki maddesi şimdiden belli:

1) Irak’ın toprak bütünlüğü korunacak, federasyon modeli denenecek.

2) Irak’ın komşularıyla bugüne kadar ihmal edilen ilişkiler geliştirilecek.

İşte bu ikinci madde, ABD’li uzmanlara göre Türkiye için yeni fırsat penceresi.

Çünkü ABD, Türkiye’nin bölgesel güç ve tecrübesini kullanabilir.

* * *

Türkiye’nin gelecek bir yıllık yol haritası risksiz sayılmaz.

Ama her geçen gün bilinmezlerin sayısı azalıyor, önümüzü daha rahat görüyoruz.
Yazarın Tüm Yazıları