UFUKTA beliren 5-6 milyar dolarlık İmar Bankası faturası için ABD kredisine bel bağlayan AKP iktidarı, MGK toplantısını 3 gün öne aldı.
Kritik toplantının 22 Eylül'den 19 Eylül'e çekilmesi sayesinde iki önemli dış gezinin önü açıldı. Eğer MGK'da sivil ve askeri kesim Irak'a Türk askeri yollanması için uzlaşırsa;
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 20-21 Eylül günü Dubai'deki IMF/IFC toplantısına ABD kredisi için son koşulu yerine getirerek katılacak.
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, New York'taki BM toplantısı vesilesiyle buluşacağı yabancı mevkidaşlarına yeni politikayı anlatma fırsatı bulacak.
* * *
Ankara'dan yansıyan hava, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ABD ile yürütülen asker pazarlığında iki soruya yanıt aradığını gösteriyor:
Lojistik koridor: Türk askeri birliğinin lojistik yolu konusunda henüz netlik yok. ABD ilk aşamada Türk birliğine Suriye veya Ürdün üzerinden muhimmat, akaryakıt ve yiyecek yolu açmayı önerdi. Türkiye'nin geri çevirmesi üzerine bu kez ‘‘İhtiyacınızı ABD ordusu karşılasın’’ tezini ortaya attı.
Türkiye'nin Habur'dan Bağdat'a kadar beş ileri karakolla korunacak lojistik koridoru planına Kuzey Iraklı Kürt liderler ‘‘bölgeye Türk askeri girmesin’’ gerekçesiyle, şiddetle karşı çıkıyor.
PKK'ya operasyon: Kuzey Irak'taki PKK/KADEK kamplarının geleceği konusunda Ankara'da önceki gün yapılan görüşmede, istihbarat alanında işbirliğinin geliştirilmesi konusunda anlaşmaya varıldı.
Ancak Türk tarafının beklentisi sadece Kuzey Irak'tan muhtemel PKK sızma/baskınlarına karşı ABD istihbaratı desteğiyle sınırlı değil.
Ankara, PKK'nın Eve Dönüş Yasası çerçevesinde silah bırakması için ABD tarafından zorlanması gerektiğini düşünüyor. Hatta bir hükümet yetkilisi, ‘‘Haydi kara harekátı riskli diyelim, kamplara bomba atacak iki uçakları da mı yok’’ diyerek beklentinin derecesini izah ediyor.
Askerler bu iki sorunun yanı sıra ABD'den beklediği bazı yanıtları alamamaktan da tedirgin. ABD'ye gönderilen sualnamede yer alan bazı hayati ayrıntılar ABD'nin ihmalinden değil ve fakat ‘‘yanıtını bilemediğinden’’ karanlıkta kaldı. İş başa düştü, Türkiye kendi istihbaratını topluyor.
* * *
Siyasi alanda pazarlık masasına gelmeyen hayal kırıklıkları da yok sayılmaz. Irak'ta 25 kişilik Geçici Hükümet Konseyi'nde tek Türkmen bakan olması Ankara'yı rahatsız ediyor. ‘‘Saddam döneminde bile 3 Türkmen bakan vardı’’ diyen hükümet yetkilisi ekliyor: ‘‘Üç bakan verilmedi, iki tane de verilmedi. Ama hiç değilse Bilim ve Teknoloji Bakanlığı dışında bir alan seçilmeliydi. Türkiye'nin Irak'a dönük ekonomik ve ticari iddiası ortada. Veya Sağlık Bakanlığı da olabilirdi.’’
Askeri ve siyasi çekinceler bir yana hükümet bu kez Meclis'ten fazla korkmuyor. Eğer tezkereyi Meclis'in önüne koyarsa geçen seferkinden çok daha az fireyle geçireceğine inanıyor.
Ne var ki tezkere için sorumluluğu askerle paylaşmak istiyor, ki MGK toplantısının asıl önemi burada yatıyor.