ABD veriyor, biz neden almıyoruz

MANZARAYA hayret edeniniz çoktur: ABD yönetimi, ‘‘8.5 milyar dolarlık kredi hazır gelin alın’’ diye yırtınıyor. Meteliğe kurşun atan hükümet nazlanıyor.

Acaba hükümet neden masadaki paraya el sürmeye korkuyor?

Yoksa Kuzey Irak şartı nedeniyle olmasın.

Çünkü unutmayın ki kredinin kabulüne ilişkin resmi yazıya imza konulup ilk taksit kasaya girdiğinde Türkiye artık ABD onayı olmadan Kuzey Irak'a müdahale etmeyeceğini kabul etmiş olacak.

Bu yasağı hükümetin hele TSK'nın hazmetmesi çok zor!

En azından iki ön şart sağlanana kadar: 1) Türk askeri Irak'ta tercih ettiği görev bölgesine (Selahaddin) yerleşene, 2) Kuzey Irak'ta Türkiye'nin güvenebileceği bir yabancı güç (örneğin Pakistan askeri) göreve başlayana kadar ABD kredisi daha bir süre masada kalır gibi geliyor bize. Ezcümle, Türkiye-ABD güven bunalımında ikinci perde daha yeni açılıyor.

Darbe görmeyince o pankart taşınır


AKADEMİK yürüyüşte üniversite gençliğinin elinde ‘‘Ordu göreve’’ pankartı vardı. Pankartçıların darbe görmemiş kuşaktan oldukları belli.

Görenle görmeyenin farkı nedir diye merak ederlerse...

‘‘Kardeş kardeşi vurur mu?’’ diye yollara dökülüp sonunda başbakan asma ayıbına ortak edilen anne-babalarına sormaları lazım... Veya ‘‘Jandarma biz sosyalistiz’’ türküsüne iman eden ağabeylerine/ablalarına danışmalarında büyük yarar var... Hatta ‘‘Bu defa işi Silahsız Kuvvetler çözsün’’ diye yola çıkan 28 Şubat paşaları bile demokrasi referansları olabilir.

Yeter ki ‘‘Ordu göreve’’ demesinler... Çünkü ordu göreve gelince onların nereye gideceğini düşünmek, yeni adresleri için üzülmek yine bize düşüyor.

Balık hafızası infazı


OLTAYI unutan balık kadar kısa hafızalı yığınlar yapıcı da olsa eleştiri sevmez, her itirazı infaz refleksiyle susturmayı tercih eder. Mesela ekonomide sahte cennet uyarısı yapan servet düşmanıdır. Irak'ta Saddam'ı istemeyense ya ABD uşağı veya Savaş Ağası'dır. Bu küfürbaz kalıpçılığın hazin sonucu çoktur. Ama kimi zaman trajedinin yerini komedinin aldığı da olur... Tıpkı TÜSİAD ve Kemal Derviş'in çok yakın tarihli örneklerinde yaşandığı gibi. TÜSİAD Başkanı Tuncay Özilhan bir ay önce ‘‘Türk askerini kimse istemiyor, Irak'a gitmeyelim’’ dedi. Türk Dışişleri Bakanı arkasında münafık yabancı suflör aradı, neredeyse ajan muamelesi gördü. Bir ay geçti, TÜSİAD haklı çıktı, Türkiye asker yollayamıyor. Kemal Derviş aynı tarihlerdeki IMF toplantısında sıcak para uyarısında bulundu. Sıcak para kaçmasın diye vergi önerince adı yasakçıya çıktı. Bir ay geçti, sıcak para hareketi yüzünden kur 150 bin lira oynadı. Demek ki hak ettikleri aslında küfür değil teşekkürdü. Kendi adıma borçlu kalmak istemiyorum.


CHP kurultayında yuhalanan Derviş 1157 delegeden 1021 oy alarak PM'ye girdi.
Yazarın Tüm Yazıları