94 yılın özeti üç sözcükte yatıyor

Ama Türk metninde bir ifade var ki, önümüzdeki 94 yıl için umut veriyor.

* * *

Ermeniler protokollerin Dağlık Karabağ ile irtibatını reddediyor.�

Bu yüzden Ermeni Bakan Nalbantyan konuşmasında “önkoşulsuz imza” ibaresi kullanmak istiyor. Türkiye, Ermeni Bakan o ifadeyi metne koyarsa, Dağlık Karabağ işgaline açıkça atıfta bulunma restini çekiyor.

Ermeniler tıpkı ağustos ayında, protokol takviminin açıklanması sırasında olduğu gibi “önkoşulsuz” şartından geri adım atıyor.

* * *

Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun konuşma metnine Ermeni itirazı coğrafi tanımdan kaynaklanıyor. Konuşmalar yapılsaydı Davutoğlu diyecekti ki: “Kafkasya’da kapsamlı bir normalizasyonu sağlayacak yeni bir birlikte yaşama, birlikte çalışma perspektifine ulaşalım.”

Ermeniler Kafkasya’yı doğrudan Azerbaycan olarak tercüme etti.

Açıkçası belki de haklıydılar.

Ermenilerin Dağlık Karabağ, Türklerin Azeri hassasiyeti... Biraz da uluslararası kamuoyu baskısı sayesinde barış yolunun ilk merhalesinde sorun yaratmadı. Ancak zorluklar bitmedi, aksine yeni başladı.

* * *

Umut tabii ki yöntem olamaz... Ama yöntemle umut yaratılabilir.

Türk tarafı 94 yıl önceki acıları tartışmanın ne kadar zor olduğunun farkında.�

O yüzden iki kelimelik bir zihniyet devrimi öneriyor: “Adil hafıza”

Bakan Davutoğlu’nun kafasındaki mantık zinciri bence şu:

Mevcut durumda Türklerle Ermeniler hafıza çatışması yaşıyor.

Protokoldeki alt komisyon tarihe ışık tutacak bilimsel araştırma yapacak.

Böylelikle hafıza çatışması giderilecek, adil hafıza devreye girecek.

Yani tartışacağız ama birbirimize adil olacağız.

Bence imkânsız değil.

İade-i itibar triosu

Bu trioya hiç itirazım yok, ama eksik bulurum.�Bence kuartet olmalıydı, açıkçası gözlerim Nazım Ekren Hoca’yı çok aradı.

Gaza gelmeyin