ANKARA78’liler Vakfı’nın Kızıldere yıldönümünü hatırlatan mesajı elektronik posta kutuma düştüğünde Başbakan’ın İstanbul’daki konuşmasını okuyordum.
Tayyip Erdoğan diyor ki: "Siyasetin içinde olup veya dışından katkı sağlayıp darbe çığırtkanları var. Bu tür adımlarda kaybeden Tayyip Erdoğan olmaz, o çığırtkanlar olur. Eğer Türkiye’yi düşündüklerini söylüyorlarsa sorumlu davransınlar."
52 yıllık ömrüne dört darbe sığdırmış Batılı gazeteciye rastlamadığıma göre... Başbakan’a gönülden katılmamak mümkün mü? Mesele demokrasiyse gerisi teferruattır.
Ama ve lakin uyarırım; darbeye direnmek hüner ve yürek ister.
* * *
30 Mart 1972 günü Mahir Çayan ile 9 arkadaşı Kızıldere’de çatışarak öldüler.
Çayan ve arkadaşlarının durdurmaya çalıştıkları infaz, 6 Mayıs 1972’de gerçekleşti.
Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan, yani "darağacında üç fidan" tarihe geçti.
78’liler Vakfı o gün bugündür bıkıp usanmadan soruyor:
- Kızıldere’de sağ ele geçen Saffet Alp neden ve nasıl öldü?
Bugün partileri kapatılmak istenince demokrasiye sarılan AKP’lilerden kaçı Kızıldere’yi, Mahir Çayan’ı veya Saffet Alp’i duydu... Altı yıllık iktidarlarında Kanlı 1 Mayıs (1977) katliamı veya Susurluk ilişkilerini aydınlatmak için kılını kıpırdattı mı?
36 yıl çok zaman, zaten Türkiye değişti diyenlere yeni örnek de mevcut.
Parti kapatmayı imkánsız hale getiren Anayasa değişikliği... Neden AKP’ye kapatma davası açılınca hemen hazretlerin akıllarına düştü de... Dört ay önce DTP’ye dava açıldığında düşünülmedi?
Bakın bir sabah uyanıp hidayete varır gibi demokrat olunmaz.
Demokrasiyi sadece ihtiyaç duyduğunda hatırlayana demokrat denilemez.
AKP’yi kapatma davasında ilk karar pazartesi günü verilecek. Siyasi lince uğrayan Yargıtay Başsavcısı’nın iddianamesi muhtemelen kabul görecek. Devamında;
Abdullah Gül eylemleri/konuşmaları nedeniyle AKP yargılanacak. Ama Abdullah Gül siyasi yasak alsa bile Resmi Gazete’de yayımı tarihinde yürürlüğe girecek ve geriye yürümeyecek. Bu yüzden yasak Gül’ün Çankaya’daki görevini etkilemeyecek.
AKP muhalefeti ikna ederek veya referandumu göze alarak Anayasa’yı değiştirir, parti kapatmayı tamamen imkánsız hale getirirse... Tıpkı 2001’deki değişiklikten yararlanan bazı küçük partiler gibi kapatma davasından hasarsız kurtulabilir.
(Meraklısı için dipnot: Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya’nın Anayasa değişikliği girişimini eleştirdiği haberleri gerçek dışı. Başsavcı Yalçınkaya’nın, "Yasama yargının işine karışmamalı diyenlerin, tersini de, yani yasamaya müdahaleyi de düşünmemesi lazım" kanaati taşıdığını biliyorum.)
* * *
Çankaya Köşkü’ndeki Kuveyt Emiri yemeğinden sonra... Cumhurbaşkanı ve Başbakan baş başa görüşecek. Abdullah Gül ima yoluyla uzlaşma aradığı liderler turunu böylece tamamlayacak.
Çankaya’dan aldığım izlenim, Gül’ün kafasında bazı formüller olduğu yönünde.
(Mesela, sonuç vereceğine kesinlikle inanırsa "liderler zirvesi" toplayabilir.)
Sivil toplum ve Gül’ün çabalarında ön şart, AKP’nin uzlaşmaya iknasından geçiyor. Yani AKP’nin demokrasinin sadece çoğunluk değil uzlaşma rejimi de olduğunu öğrenmesi gerekiyor.
Yeter ki öğrenebilsin, darbeleri savmak çok daha kolay iş!