İKİ haftadır yazının başlığına tarih koyuyoruz. Geçen hafta 27 Mayıs'tan 28 Şubat'a askeri müdahale sürecindeki evrimi izaha çalıştık... Bu hafta da 30 Nisan günkü kritik MGK toplantısı ile Türk Silahlı Kuvvetleri'nde nöbet devir teslim tarihi 30 Ağustos arası döneme ilişkin senaryoları sıralayacağız.
Yeni miladı neden 30 Nisan olarak seçtiğimiz herhalde 23 Nisan boykotundan bellidir...
30 Ağustos tayinleri ise ordunun muhtemel tehdit ve fırsat analizine dönük kadro düzenini yansıtması açısından önemlidir.
* * *
Daha 7 ay önce geniş tabanlı seçmen desteği ve büyük umutlarla seçimi kazanan AKP tek başına iktidar fırsatını yitirdi. Artık ekonomik erkini IMF, siyasi otoritesini MGK ile paylaşmak zorunda... IMF'ye verilen sözler ve yıllık iki katına çıkan teftiş sayısı zaten malumunuz. Üstüne bir de MGK'ya sunulan siyasi niyet mektubunu ve laiklik olarak seçilen performans kriterini de ekleyin... AKP'nin işinin ne kadar zor olduğu ortada!
Yanılmayın, son birkaç haftadır mali piyasada esen bahar havasını hükümetin isabetli ve istikrarlı politikasının eseri saymayın. Tam aksine piyasanın her türlü riske gözünü kapatarak koştuğunu (yoksa amok koşusu mu?) ve hükümetin sadece takibe çabaladığını unutmayın.
Ama eğer hükümet MGK'da verdiği sözlerin arkasında samimiyetle durursa... Siyasi gerginliğin dalga boyunun artarak piyasayı bozması riski çok azalır. Aksi halde yani her MGK toplantısı kriz miladı sayılır, IMF niyet mektubundan kaytarma girişimleri sıklaşırsa işte o zaman bu hükümet belki de ilk kez piyasanın sopasıyla tanışır.
Hükümetin önündeki yol kavşağındaki seçimi kısa zamanda belli olur.
Siyasi gerginlik ve kaçınılmaz takipçisi ekonomik krizi mi seçeceği... Yoksa siyasi istikrarla ekonomik refahı mı tercih edeceği yakında anlaşılır.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Abdullah Gül'ün yatıştırıcı üslubu da, Sanayi Bakanı Ali Coşkun'un, ‘‘Gerilimin tarafı olmayacağız, annelerimizin, ‘onlara uymayın ahlakınız bozulur' dediği gibi onlara uymayacağız’’ sözleri veya ‘‘MGK'dalaikliğe vurgu bilinenin tekrarıdır’’ diye meydan okuyan TBMM Başkanı Bülent Arınç’ın temsil ettiği siyasi çizgi de gözler önündedir.
Ve biraz spekülatif yoruma izniniz varsa...
Elimizde hiçbir somut veri, bilgi veya belge olmamakla birlikte tamamen geçmiş deneyime dayanarak AKP'deki seçimin 30 Ağustos tayinlerini ve takip eden süreci etkileyebileceğini düşünüyoruz.
Yeni komuta düzeni, komutanların risk algı ve refleks süresi, gelişmelere tepki sertliği hep hükümetin önümüzdeki performansına göre ayarlanacak kanısındayız.
Eğer 30 Ağustos'a kadar hükümetin IMF veya MGK'ya verdiği sözlerden cayması nedeniyle ağır hasarlı bir yol kazası yaşanmazsa... Türk demokrasisinin gelecek sonbahara çok daha güçlü siyasi ve ekonomik tabanla girmesi ihtimali vardır.
Anadolu'da AKP'nin kredisi sürüyor
ANKARA'da sıkışan, kanaat önderleri tarafından küçümsenen AKP iktidarının Anadolu'daki kredisi sürüyor... Mesela Gaziantep'in keyfi yerinde.
Gaziantep Sanayi Odası'nın genç ve dinamik başkanı Nejat Koçer mart ayı bilançosunu aktarıyor: ‘‘Elektrik kullanımında son on iki ayın en iyi rakamları geldi. Mart ayı ihracatı da geçen yılın aynı ayına göre ikiye katlandı. Şimdi sıra büyümenin ek istihdam yaratmasına geldi.’’ Bu ekonomik tablonun siyasi analizi de Büyükşehir Belediye Başkanı Celal Doğan'dan geliyor: ‘‘AKP'nin siyasi kredisi sürüyor. Rakip partilerde yükseliş yok.’’