TÜRK Silahlı Kuvvetleri'nin kaymakamlık ve polis marifetiyle ‘‘potansiyel tehdit’’ saydığı kesim ve kişilere ilişkin istihbarat topladığı haberinin yarattığı tepkiler ikiye ayrılıyor:
Fişlemeyi demokrasi açısından sakıncalı görenler.
‘‘Kötü mü yapıyorlar, cumhuriyeti kolluyorlar’’ diyenler.
Peşinen söyleyelim, bu iki görüşten birisine sıkı sıkıya inanıp sarılanlara bu yazının devamı sıkıcı gelecektir.
Çünkü tezimiz ne siyah, ne de beyazdır; hayatın çoğu kez öğrettiği/dayattığı gibi gri alanda dolaşırız.
* * *
ASKERİN GEREKÇESİ MAKUL: Genelkurmay'ın 5442 sayılı il idaresi yasasına dayanarak istihbarat topladığı gerekçesi makuldur. Sivas örneği olayların yaşandığı bir ülkede asker vali, kaymakam gibi yerel otoritenin yardım çağrısıyla karışacağı/bastıracağı olaylar hakkında ön bilgi ihtiyacı duyar.
POLİS NE YANIT VERSİN?: Ama istihbarat formunda öyle sorular var ki yanıtı yok. Mesela kaymakam veya polis, yöresindeki Afrikalı Amerikalı düşmanı Klu Klux Klan'cıları nasıl saptayıp da paşama bildirsin öyle değil mi? Yani bu formatla istihbarat çalışması haybeye gayret olur!
(Nitekim haberin ikinci teyidi için başvurduğumuz bir emniyetçi, ‘‘Formu alınca ne yaptınız?’’ sorusuna, ‘‘Arşivimizde bu bilgiler yok’’ diye geri yolladık yanıtını verdi.)
İSTİHBARAT VE MİLLİ POLİTİKA: İstihbaratçı tehdidi kafasına veya hükümetlerin tercihine göre değil, milli politika tarifine göre seçer. ‘‘AB yanlılarını’’ fişlemek MGK politikasına, ‘‘ABD yanlılarını’’ potansiyel tehdit saymak NATO antlaşmasına aykırıdır, saçmalıktır.
TEHDİT Mİ YOKSA KURBAN MI?: Toplumsal mozaiğin parçası azınlıklar, çıkar grupları, lobiler, cemaatler tehdit haline gelebilir. Ama devletin asli görevi her ferdini korumaktır. Masonları ‘‘tehdit’’ sayan anlayış, son saldırıda hedef seçilmelerini nasıl izah edebilir, acaba biraz utanmaz mı?
* * *
İstihbarat formatını, Türk Silahlı Kuvvetleri'nde bir süredir dedikodusu yapılan görüş ayrılığına bağlayanlar çıktı, bizce alakası yok. ‘‘28 Şubat'ın ayak sesi’’ sayanlar da takvimin ilerlediğinden habersiz.
Bize sorarsanız, yine tıpkı Susurluk'ta olduğu gibi olay bazı istihbarat görevlilerinin maksat ve yetkisini aşmasından ibaret.
Ve devlet refleksi bu kez, kırılırsa 8 şiddetinde deprem yaratacak faydaki enerjiyi boşa çıkardı, meseleyi öncü depremle atlattık.